Trabzon’un yakın tarihi der ki..

Maraş Caddesini  Çarlık Rusya’sının işgalci güçleri açtı.

Kalekapı vardı ama açıklığı şimdiki gibi değildi. 

Ruslar geliştirdi.

Zemin, topraktı.

Yine iddia o ki, Ruslar bir bölümünü Roma medeniyetinden kalma yassı taşlarlar ördüler.

Aynı yıllarda Kars’ı da işgal etmişlerdi.. Oralarda da ana caddeler hala Rusların taşları ile kaplı.

Cumhuriyet rejmi, şehirlerde kara taşlarla örülmüş, prestijli caddeleri teşvik etti. Arnavut kaldırımları dendi adına..

Trabzon’un meydanı ve Maraş Caddesi kara taş parkelerle döşendi..

Ve bugüne geldi.

Ancak bugün ilginç bir durum var.

İnce topuklu ayakkabı giyen kadınlarımız, kara taş parkelerden rahatsız.. Topuklarımız batıyor. Kırılıyor. Düşme tehlikesi geçiriyoruz diye.

Bunu, şehrin yakın tarihi ile ilgili yazılar yazan gazeteci duayenimiz Hasan Kurt da diyor.. İnce topuklu ayakkabı giyen Trabzonlu kadınlar kara taş parkelerden şikayetçi.

Hatta, bildiğim kadarı ile bu şikayetlerini dönemin belediye başkanı Orhan Karakulluk’çuya bile ilettiler. Karakullukçu güldü geçti.

Sonra Atay Aktuğ’a. O direndi

Sonra, Asım Aykan’a.. İnce topuklu kadınları değil ama dolmuşçuları dinledi.

Şehirdeki kara taşları kaldırıp, asfalt döken ilk Belediye Başkanı da Asım Aykan oldu.. 

Tepki gelince hepsini üzerini örtemedi.

İlginçtir, ilk kez şehirde ince topuklu ayakkabı giyen kadınlar ile dolmuş şoförleri, kara taş parke döşemelere tepki anlamında dayanışma yaşandı.

Dolmuşçular da, araçlarımızın rot balans ayarı bozuluyor diye gündem oluşturdu.

Bir yanda ince topuklarımız kırılıyor diyen kadınlarımız.. Bir yanda rot balans ayarı bozuluyor diyen dolmuşçular.

Kol kola, el ele, omuz omuza.

Kara taş parkelere savaş açtılar.

Belediye başkanlarımız da bu taleplere(!) karşı direnemedi.

Özel araç sahipleri de benzen şikayetleri var.

Trabzon, modernizmin sembolü ince topuk ayakkabılı kadınlar ile dolmuşçuların arabesk talebi ile köylüleşme yolunda.

Hala, kara taş parkelerin asfalt ile kaplanmasını istiyorlar.

Şehir ruhu,

Şehir mantığı

Şehir ekolü

Şehir yaşamı, hak getire..

Kara taş parkelere karşı Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan bir dayanışma Trabzon’da var.

İnce topuklu kadınlarımız ile dolmuşçuların göz yaşartan(!) dayanışması.

Sen de mi yeğen…!

Önceki gün yerel bir gazetede yazan Miraç Özağcı’nın bir yazısını okudum.

Ben O’na yeğen derim.

O da bana dayı.

Yeğenimiz, parke taşların sökülüp, asfalt dökülmesini istemiş.

Yani, o da arabeskleşmiş.

Araçlardan takur turuk ses geliyor demiş.

Dolmuşçular muzdarip demiş.

Nabza göre şerbet vermiş.

Tıkır tıkır şu kara parke taşların üzerini asfalt dökün demiş.

Ah yeğen.

Bu şehrin göbeğinde doğdun. Büyüdün.. Faroz’da yaşadın. Y.Selim’de top oynadın.

Hiç mi bu yaşam serüveninde şehirleşemedin.

Kara taş parkelere, rot balans ayarları bozuluyor derken kendi ayarını bozdun.

Yeğen, senin adına üzüldüm.

ZAYTUNG

AK Parti İl Kongresi Süsü Verilen Düğüne Polis Baskını...