Bir süre önce Kaşüstü’deki yeni binasına taşınan Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi (Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi) ile birlikte ilimizde sağlıkta yeni bir dönem başladı. Aslında bu konuyla ilgili çok konuşuldu ve çok yazı yazıldı. Bir kısım doğru olduğunu bir kısım da yanlış olduğunu belirterek süreci değerlendirdi. Ancak olumsuz görüşler çoğunlukta olmasına rağmen geçtiğimiz aylarda taşınma gerçekleşti. Bu taşınma ile birlikte artık gerçekler de su üstüne çıktı.

Bir kere bir genel hatırlatma ile devam etmek isterim. Hiçbir şehir doğuya doğru büyümez ve gelişmez. Örnekleri mevcut, tartışma götürmez. Ancak bir Karadeniz fıkrası gibi aksini ispatlamaya çalışanlar bu projeyi yangından mal kaçırırcasına hayata geçirdiler. Düşünün Beşirli Mahallesinde oturan bir hasta muayene olabilmek için 3 tane dolmuş değiştirerek yeni hastaneye ulaşacak. Sağlıkta en önemli unsurlardan biri hizmete kolay ulaşmaktır hasta açısından. Eğer amaç insana hizmet içinse daha farklı düşünmek gerekir. Burada kimse yeni bina niye yapıldı diye tartışmıyor, ya tartışılan ne; Hastane yapılırken yeri konusunda iyi bir planlamanın yapılamadığıdır. Şimdi gelinen noktada çalışanlar mağdur, hastalar mağdur ve kurum zarar ederek devlete yük olmaya başladı.

Ne yazık ki bizim ülkemizde nasihatten daha makbul olan musibet. Yanı olumsuzlukları yaşamadan tedbir almıyoruz veya alamıyoruz genelde. Bir inat uğruna taşıma gerçekleşti ama poliklinikler bomboş. Günde 3500 -4000 poliklinik sayısı olan hastanenin yeni poliklinik sayısı 300’ü geçmemekte. Hastane büyük ve yeni, ama zorlama ile hasta yatırılıyor ve hasta yakınları bu durumdan şikâyet ediyor. Yeni rant alanları oluşturmak için bu kadar zorlamaya ve eziyete gerek var mıydı diye bu işin içinde olanlar bir kez daha düşünmelidir.

Ayrıca hastanenin taşındığı andan itibaren oluşan tüm detaylar, mali tablolar ve hasta şikâyetlerinin kamuoyu ile paylaşılması artık şart oldu. Sağlıkta onca güzel şeyin yanında son zamanlarda ilimizde yaşananlar hiç de hoş karşılanmamaktadır.

Konu yeni hastane yapılmasından çok başka şeyler içeriyor gibi. Çünkü Kadın-Doğum Ve Çocuk Hastanesi, ardında Göğüs Hastalıkları Hastanesinin bu hastaneye bağlanması ve uzun vade de Yavuz Selim Kemik Hastalıkları ve Rehabilitasyon Hastanesinin de Kaşüstü’ne taşınacak olması söylentileri şehir dengeleri açısından oldukça hassas bir konu. Bu kadar hastanenin birleştirildiği başka bir il örneği soruşturduğumuz kadarıyla yok.

Bu hastanelerin birleştirilmesi sadece idari bir karardır deyip geçilemez. Çünkü herkesi ilgilendiren bir konu ve şehirde bir referandumu bile gerektirebilir. Eczane, şoför, bakkal, pastane ve diğer esnafı ve mahallelileri ilgilendirdiği gibi en çok sağlık çalışanlarını mağdur etmiştir.

Sağlık çalışanlarının daha verimli hizmet sunması için idare olarak sıkıntılarının giderilmesi gerekirken, bizzat idare tarafından yapılan zorlamalarla huzursuz edilmiş ve çalışma şevki kırılmış ve moral motivasyonu bozulmuştur.

Hastanelerin taşınmasının ardından birçok sebep ortaya atılabilir. Mesela Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin taşınması için riskli hastalar için müdahalenin yapılamadığı sebeplerden biri gösterildi. Bu durum ilgili birkaç branştan uzmanın atanması ile giderilebilir, bunun için koskoca hastanenin taşınması ve yüzlerce personelin kaderiyle oynanmasına gerek yoktu. Bu nedenle bahane aramak yerine hatayı nerede yaptık diye aramak daha doğru olur.

Sonuçta sağlıkta bölgeye hizmet eden ve ülkemiz geneline bakıldığında diğer illere göre şanslı sayılabilecek Trabzon’da son dönemlerde bir Kaşüstü travması ve bağlı olarak Kaşüstü Sendromu yaşanmaktadır. Bugünkü sonuçları itibarıyla bu durum her yönüyle değerlendirildiğinde tek kelime ile fiyasko olduğu söylenilebilir. Şimdi durum ve arızaları ortada iken umarım yetkililer tekrar durum değerlendirmesi yapıp doğruyu bulurlar.

Sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle…