Turizm bir şehrin kaderini değiştirir. Dünyada birçok ülke turisti birinci sıraya koyar çünkü turist geldiği andan itibaren onlarca sektöre can verir. Kamboçya’da bir rehberin dediği gibi: “Burada birinci sırada turist, ikinci sırada pirinç.”

Yani ne tanrı, ne lider, ne takım… Önce turist!

Zirvedeki Potansiyel

Trabzon ise bu potansiyelin zirvesinde bir şehir. Sümela Manastırı, Uzungöl, tarihi kalıntılar, eşsiz doğası ve imparatorluk geçmişiyle tam bir dünya markası. Ancak en büyük eksiğimiz sistem. Bu şehirde bir sistem, plan, strateji yok. Tarihi yapılar yok edilmiş, estetikten uzak yapılar inşa edilmiş, kendi ellerimizle kendi güzelliğimizi mahvetmişiz.

Geçmişten Günümüze Kaybedilen Fırsatlar

Geçmişte, Rus pazarıyla başlayan ticari hareketlilik doğru yönetilemedi. Ardından Arap turizmi geldi; yine sistemi kuramadık. Bugün ise şehirde tanıtımdan yatırım politikasına, turist karşılamadan acente düzenine kadar her şey darmadağın.

Ortak Vizyon Eksikliği

Vali, müftü, müdür; ellerinde valiz ülke ülke dolaşıyor ama ortak bir vizyon yok. Giden bir dert, gitmeyen başka bir dert.

Bu şehirde her şey var ama bir “abi” yok. Bir yöneten, bir sahip çıkan, sürükleyen yok. Halkın da işine gelince ranta boyun eğdiği bir düzende, ne yazık ki turizm gelişmiyor.

Direnen Şehir, Geri Giden Turizm

Yıllardır Faruk Özak’tan Erdoğan Bayraktar’a, Süleyman Soylu’dan Karaismailoğlu’na birçok isim bu konuda çaba gösterdi ama şehir sisteme direndi.

Yerel yönetici düzeltmeye çalışırken başka bir yeri bozdu; şehir kimliğinden uzaklaştı. Özellikle sahillerdeki kaçak yapılar, artık kimsenin dokunamadığı, kimsenin cesaret edemediği bir noktaya geldi.

Sadece Toplantılarla Olmuyor

Geçtiğimiz günlerde Trabzon yine bir turizm toplantısına ev sahipliği yaptı. Ancak bu toplantı, Trabzon’a özel değil; Türkiye geneli bir komisyonun sadece burada toplanmasından ibaretti.

Üstelik DEM’lilerin katılımı, toplantının amacını gölgeleyen bir unsur olarak görüldü. Yorum yapmaya kalksak “turizm düşmanı, barış karşıtı” ilan edilmemiz işten bile değil.

Karaismailoğlu’nun Girişimi Umut Verici

Sayın Karaismailoğlu’nun yerel dinamiklerle yaptığı görüşme daha kıymetli. Umarız somut adımlar atılır da bir kez olsun toplantı sonrası şehre bir katkı olur.

Gerçek Şu: Şehir Giderek Çirkinleşiyor

Ama gerçek şu: Her toplantıdan sonra şehir daha da çirkinleşiyor. En güzel tepemize mezarlık, konut ve otlukla birlikte bir de dev viyadük dikiliyor.

Yomra ve Akçaabat acil olarak ele alınmalı, Sümela ve Uzungöl koruma altına alınmalı; göl çevresi boşaltılmalı. Kaçak tur rehberliği ve belgesiz taşıma durdurulmalı, TÜRSAB kartı keyfi şekilde verilmemeli.

Çingene Pazarı ve Turizmde Kalite Erozyonu

Trabzon’da 350 seyahat acentesi olmaz! Havaalanı kapısında çingene pazarı gibi kartlı insanlar, turizmi ucuzlatıyor.
Mülteciler denetimsizce sektörü çökertiyor. Sümela’da park ücreti, minibüs ücreti, giriş ücreti, tuvalet rezaleti derken turist pişman ediliyor.

Maden Ocağı Manzaralı Turizm

Dahası, şehrin ortasında faal bir maden ocağı var. Denizden, havadan, karadan gelen turisti karşılayan manzara bu.
Kimse konuşamıyor çünkü herkes koltuğunu koruma derdinde.

Bu şehirde turizmi konuşacaksan, gerçekten bilenle konuşmalısın. Dün atanmışla, koltuğa yeni oturmuşla değil, geçmişiyle bu şehri bilenle…