Araştırmacı gazetecilik (!) Uğur Dündar... Trabzon ve Nataşa...
Uğur Dündar ile Yılmaz Özdil kavgasın sonrası, Uğur Dündar’ın Trabzon’a hançerleyen bir haberi aklıma geldi.
Sarp kapısı yeni açılmış. Komşudan akın akın Trabzon’a geliniyor.
Kapıya en yakın hareketli, canlı kenti Trabzon'a.
Her kesimden insan şehre gelip, kapitalizmin nimetlerinden faydalanıyor.
Ve malum sektör de Trabzon’a yuvalanıyor.
O dönemlerde gizli kamera ile her türlü kulvarda çekimler yapıp haberler veren Uğur Dündar ülkenin en güvenilir ve izlenen televizyoncusuydu.
Trabzon’a iki sarışın Türk dilber ile geldi.
Anladınız siz onu, konu mankenleriydi.
O biçim kıyafetler giydirildi.
Meydan parkına girdiler.
Birkaç figüran da tutuldu, iki sarışın Türk kızı “Rus Nataşa” diye ablukaya alındı.
Sonra tavşan atlet misali iki figüran kenara çekildi, benim Trabzonlu genç, orta ve ileri yaşlı hemşerilerim oltaya vurdu.
Sonra, TV’de haber yayınlandı.
Tabi, haberin içeriğine göre montajlanarak...
Her Trabzonlu Nataşa peşinde izlenimi verildi.
Hepsi gizli kamera ile çekildi.
Ve herkes tuzağa düşürüldü.
Trabzon Nataşa kaynıyor algısı yaratıldı.
Uğur Dündar organize etti bu senaryoyu.
Ardından çevre illerden millet akın etti.
Nataşa sektörü Trabzon’da patladı.
Buna ön ayak olan Uğur Dündar’dı.
O günden sonra derli toplu düzgün Trabzon kadınları Usta Otel’den aşağı caddelere gidemez oldu.
O günden sonra meydan parkı, yurdun dört bir yanından gelen şekilsiz insanlarla doldu.
O günden sonra Trabzonlu kadınlar Meydan parkında oturamaz oldu.
Duyarlı Trabzonlular tepki verdi.
Sosyal medya olmadığından sesimiz de çıkmadı.
Bu olay Uğur Dündar’ın yanına kar kaldı.
Benim Uğur Dündar dendiğinde Trabzon ile ilgili olarak aklıma gelen ilk budur.
Trabzon’un çok günahını almıştır çok...
İşte o organizeli planlı gizli çekim anları...
Aşağıdaki linke tıkla ve izle...
https://www.youtube.com/watch?v=j-dkWooRTkY
ŞİKE SÜRECİNDE DE TAM TARAFTI...
Araştırmacı, tarafsız özgür demokrat gazeteci diye kendini pazarlayan Uğur Dündar’ın Trabzon’a karşı husumeti, kini ve düşmanlığı şike sürecinde de kendini gösterdi.
Şikecilerin yılmaz savunucusu oldu.
Trabzonspor’un gasp edilen şampiyonluğu ve kupası için yaptığı hak hukuk ve adalet mücadelesini hep baltaladı.
Şike tapelerinde adı geçti.
Kime nasıl haber yaptırılacağına dair konuşmaları kayıtlardı.
Yaptığı haberler, kullandığı lobisi ile şike gerçeğinin üzerinin örtülmesinde baş rolü oynadı.
Şikenin kirli isimlerine verdiği destek ise Uğur Dündar'ın namuslu futbol mücadelesine de takım rengi ile bakarak tarafsızlığına leke sürmüştür.
ORTAHİSAR; TUTMADI BEYLER TUTMADI
Çünkü;
-Trabzon’un merkezine hitap etmiyor
-Merkez ilçenin ruhuna da...
-Köy ve mahallelerle bütünlük sağlamıyor
-Sanki, adı ile sınırlı küçük bir ilçe olarak algılanıyor
-Ve hala bu ad kabullenilemedi
-Nevşehir’deki Ortahisar ile karıştırılıyor
- Adres tespitlerinde adı garipseniyor
-Kargocular bile Ortahisar diye kargo teslim etmiyor.
Mahalle adı yetiyor.
AK PARTİ YOMRA'DA ARADIĞINI BULDU MU?
AK Parti kurmayları ilçede öyle bir başkan arıyor ki...
Sanki yapay zeka gibi.
Aranan özellikle şunlar
-Kaşüstü’ne de hitap edecek, Özdil’e de...
-Hiçbir grup ve kişinin adamı olmayacak.
-Herkese eşit mesafede bulunacak.
-Kafede de oturacak Camii’ye de gidecek
- Her siyasi görüşe yakın olacak
- AK Parti’deki gruplaşma ve kutuplaşmada taraf olmayacak.
-Yüksek okul mezunu olacak
Bu özellikleri ile bir isim bulma çabasında olan Yomra’ya şimdiden kadın eli değiyor.
Genel merkez, Jülide İskenderoğlu’nu ilçede yeni başkanın tespitinde görevlendirdi.
Yakında Yomra’ya gelecek..
Kendi gibi bir kadını ilçe başkanlığına önerebilir mi?
Önerirse bu kim olabilir?
O kadın yukarıda saydığımız özellikle birisi olur mu?
İFŞA EDİYORUM
Burası Hamamizade Kültür merkezinin önü..
Ve şu aracın park şekline bakın!
Kaldırıma çıkmış..
Babasının malı gibi..
Tam Kültür salonunun karşısında.
Yok böyle bir mantık..
Oysa Kültür salonunun hemen arkasında otopark var.
Sorsa oradan geçen birine, yolunu da bulur.
Ama yok.
Kaldırımlar tapulu malı..
BİZE DE İFŞA ETMEK düştü..
ZAYTUNG
Sedat Peker'in tweetleriyle birlikte Deniz Baykal'ın hala milletvekili olduğunun fark edilmesinin ardından CHP'nin meclisteki sandalye sayısı 135'e yükseltildi.
