Yönetim şeklinin çerçevesi hukuk tarafından çizilmiş ve çizilen çerçeveye uyuluyorsa bu durumda istikrar yararlı olur.
Ama; Yönetim şeklinin hukuk tarafından çizlmesine ragmen hukuk’u dolanarak koltuğu sağlamlaştırmak ve uzun vadeli bir yönetim anlayışı oluşturmak, istikrar yerine tek adamlık anlayışnı getirir.
Bu durum yarardan çok zarar getirir.
Yukarda bahsettiğim husus daha çok spor kulüplerinde , derneklerde, vakıflarda, sendikalarda söz konusu olmaktadır.
Siyasette de uzun süren yönetimler, her yaptıklarının doğru olduğu yanılgısına düşebilirler. Özellikle de danışman sıfatını taşıyanların, yol göstermek, eleştirmek yerine yağcı ve yalaka olmaları durumunda çok daha vahim hatalar, yönetim yanlışları ortaya çıkar.
Benim esas değinmek istediğim husus spor kulüplerinde istikrar.
Esasen bu tamamen kurumsal yapıya dayandırılmalıdır.
Kişilerle özdeşleştirilen istikrarlar, daha çok ben yaptım oldu, anlayışını getirir.
Ben yaptım oldu anlayışı da, kurumsal yapının çöküşünü tetikler.
Bunun istisnaları olsa da zararlı bir yönetim düşüncesidir.
Spor kulüplerinde başkanlığı ele geçiren taraf, kısa bir süre sonra kendi ermine amade delege sayısını arttırarak, her genel kuruldan kazanarak çıkma isteği ve arzusunun esiri olurlar.
Oysa ki; Spor kulüpleri ve dernekler gönüllü yapılan hizmetlerdir.
Hiç bir menfaat ve beklenti içine girmeden kamu malı olan dernek ve kulüplerin kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak esas olmalıdır.
Bizim kulüplere bir bakarsak hepsi borç batağı içinde yüzmektedirler.
Her şey kitabına uydurularak yapıldığı için de, kimse hesap soramamaktadır.
Bir kulübün veya derneğin başkanı en fazla 2 dönem kalmalıdır.
Çok çok başarılı olmuşsa, genel kurul onu zaten göreve davet eder.
Ne yazık ki; Kişiler kendi delegasyonlarını sürekli yeni kayıtlar yaparak sağlamlaştırıp, çok kolaylıkla yeniden yönetimi ele geçirmektedirler.
Sonuç olarak kurumların aleyhine bir durum ortaya çıkmaktadır.
Azaiz Yıldırım 15 yıldır Fenerbahçeyi yönetmektedir. Bunca olaya ragmen bırakıp gitmemektedir. Elbette gitmemesinin bir sebebi vardır.
Ama Fenerbahçe borç batağında yüzmektedir.
Aynı durum bir çok başka kulüp, dernek ve vakıfta da söz konusudur.
Bunun önüne geçmenin tek yolu bu gibi kamu malı olan kurumların yönetim süreleri sınırlandırılmalıdır.
Ve sıkı dnetlenmesidir.
Gönüllülüğe esas demokrasi anlayışının gelişmesi dileklerimle
