Hayatımız hep karmaşa içinde mi geçecek?

İki yıl üst üste mutlu mutlu yaşayamayacak mıyız?

Müslüman, Müslüman kardeşini boğazlamaya devam mı edecek…

Yok Müslüman Kardeşler, yok Hizbullah, Yok Hizb-ut Tahrir, yok Taliban, yok İslamı Cihat, yok Ebu Nidal daha yüzlerce örgüt…

Bizi birleştiren muhteşem bir kitap varken bu örgütler neyin nesi!

Sonuçta hepimiz Kuran-ı Kerime inanmıyor muyuz?

Dünyanın en büyük doğal kaynakları müslüman coğrafyasında değil mi?

Müslümanlar neden hep fakir?

Neden yoksulluğa care aramıyoruz?

Neden, bütün kaynaklarımızı, birbirimizi katletmeye ayırıyoruz?

Daha ne kadar sürecek bu kaos, bu katliamlar…

Daha ne kadar birbirimizi yemeye devam edeceğiz…

Neden müslümanlığın sevgi ve kardeşliğe önem veren yanlarını öne çıkartıp, onların peşinden koşmuyoruz?

Neden hırslarımızın esiri oluyoruz?

Sonuçta iki metre beyaz beze sarınıp toprağa girmeyecek miyiz?

Hangimiz yanımızda koltuklarımızı ve milyonlarımızı götürebileceğiz?

Gelecek kuşaklara güzel, kalıcı eserler bırakıp dualarla gitmek varken, nedir bu kuyu kazmalar!

Kime ne faydası var! Huzursuzluk ve kaos yaratmaktan başka!

Hukuk ve adaletin tecelli ettiği yerde kardeşliğin pekişeceği gün ışığı gibi ortadayken, hukuk ve adalet neden silah olarak kullanılıyor?

Bizi sımsıkı bağlayan, dilimiz, dinimiz, kültürümüz, tarihimiz, gelenek ve göreneklerimiz varken ne uğruna kavga ettiğimizi sorgulamak zorundayız.

Bu sevgisizlik, bu bencillik , bu güvensizlik niye…

Yoksa bulunduğumuz makam ve mevkileri hak etmiyor muyuz!

Bakın HZ Mevlana bizlere nasıl bir öğütte bulunuyor 

"Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" 

sevgi ve saygılarımla