Sene 2012

61saat.com henüz günlük 3000-5000’lerde. 

Ama fırtına geliyorum diyor.  

Şöyle bangır bangır. 

Ama reklam almaya gidildiğinde ‘İnternet sitesi de neymiş size destek için ancak 300-500 veririz.’ 

Maaş günü ödeme günü gelmesin diye dua ettiğimiz günlerdi. 

Gider 3000 gelir 700…

Anlayacağınız durumlar vahim. 

Milletten manevi destek beklerken herkes,
‘kapat git bir gazetede çalış, 
gir şunun yanına, 
bırak ekibi mekibi,
kimseyi sırtında taşıma pişman olursun ticaret ayrı bir şey sen iyi bir gazetecisin” gibi sinir bozucu sözler söylüyor. 

Anlayacağınız çırpınıyoruz. 

Derken İstanbul’dan bir medya patronu geldi. O zaman tam yandaş…

Dedi ki siteyi (61saat.com) kapat bizim Trabzon şubemiz ol. 

Ali Savaş ve ekipten bir kişiyi işten çıkar onları kesinlikle istemiyoruz. 

Onlarla çalışma. 

Sonrasında da teklifin ballı kısmı geliyor. 

Sana sıfır bir jetta otomobil, bir ev parası, her ay da 10 bin TL destek…

Meteliğe kurşun atarken gelen bu teklif ve altımda yediğim dost kazığından kalan 10 bin TL’lik pert araç.

Başka hiçbir şeyimiz yok. 

Ofis bilgisayarımız bile emanet…  

Aslında bu teklifte bir hinlik seziyordum. 

Bir yoklama çekeyim “İşin arkasında ne var ne yok?” diye öğreneyim deyip sordum; “1 sene sonra ne olacak sizin teklif? Ya tutmazsa sizin yayın..” 
“O zaman bakarız, sen merak etme seni ortada bırakmayız” dedi büyük medya patronları..

Çok düşünmedim. 

“Ekibini sat, işten at” lafı da ağır geldi. 

Bu nasıl iş dedim kendi kendime. 

Nasıl bir cesaret… Adam İstanbul’dan gelip burada kimin kimle çalışacağına karar verecek. 

Meğer plan şu: Trabzon merkezli birileri, bizden rahatsız olmuş. “Durdurulması lazım” demiş. “Bizim ekibe dahil olması bizim emrimize girmesi lazım. Yoksa tehlikeli geliyor” diye de eklemiş…

Bizi 1 yılda piyasadan silme, Trabzon’daki bir yayın organına dahil etme planıymış bu. 

350 bin TL fiyat biçmişler bize. 

Yani anlayacağınız biz o zor zamanlarda ne tehditler, ne telefonlar, ne teklifler aldık..

Tabi ki “Rest” çektim, “Ben ekibi satmam siteyi de kapatmam” dedim. 

“Onlarla bu yola çıktım aynen devam kusura bakmayın” diye de ekledim… 

Çünkü biz yola çıktıklarımızı yolda bulduklarımızla değişmeyiz sayın Ali Savaş…

Kalemin güçlü,

Yüreğin kuvvetli ve sağlam olsun. 

Sen bitti demeden senin için bu mesleğin sonu yok… 

Yolun bahtın açık, ömrün sağlığın mutluluğun uzun ve daim olsun…

YOMRA KRİZİ BÜYÜR

İşin böyle olacağı belliydi zaten çok uzadı…

Utanç verici bir durum. 

Üniversiteye kepçelerle girmek. 

Kim ister ki böyle bir şey olmasını. 

Ama başkan bu planını çok erteledi ve istemeye istemeye yaptı. Bunu söyleyeyim. 

En başında dedim 

Yomra üniversitesiz, Yomra halkı bahçesiz kalmasın. 

Evet belediye başkanına muhalefetten ağır tahrik ve baskılar oldu, “Seni buraya biz getirdik” diyenler oldu. 

Hikaye…

Mustafa Bıyık’ı seçenler en fazla oyu verenler AK Partililerdir…

Düğme baştan Sağıroğlu döneminden yanlış ve hukuksuz iliklenmiş. 

Ömer Yıldız’ın hiçbir kabahati yok. 

Bu ülkede işin çivisi çıkmış. 

Herkesin yaptığı yanına kar kalıyor. Beşikdüzü’ndeki teleferik skandalı gibi…

Şimdi Yomra’da haklı haksız aramak boş. 

Vakit uzlaşı vakti. 

Olaya sebep olan geçmiş yönetimden sorulmalı varsa bir hesap. 

Ama nerede…

Tekrar ediyorum şehri yönetenler göstermelik değil samimi bir şekilde bu konuya eğilmeli, yoksa hem belediye için hem üniversite için daha kötü şeyler olabilir…