Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, hafta sonu memleketi Trabzon’daydı.

Programına, Anahtar Parti Trabzon İl Başkanlığı binasının açılışıyla başlayan Ağıralioğlu, devamında Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde Genişletilmiş İstişare Toplantısı’na katıldı.

Öncelikle, salon kalabalıktı diyebiliriz.

İl Başkanı Hüseyin Cahit Köse, genel başkan yardımcıları, ilçe başkanları ve teşkilat mensupları oldukça hazırlıklıydı.

Fakat asıl hareketlilik ve heyecan, Trabzon Meydanı’ndaydı.

Neticede kendi deyimleriyle halk buluşmasına verdikleri adres de orasıydı.

Anahtar Parti henüz genç bir yapı…

Dolayısıyla teşkilat, emekleme aşamasında.

Yine de tüm bunlara rağmen Trabzon Meydanı, beklenenden çok daha fazla kişiyi ağırladı.

Teşkilat üyelerinin yanı sıra, halkın çeşitli kesimlerinden katılımcılar da mitinge ilgi gösterdi.

Ağıralioğlu’nun konuşmasına gelirsek…

Genel başkan sesini yükseltmeden, yerine göre sert ama ölçülü bir şekilde düşüncelerini ifade edip Anahtar Parti’nin yol haritasını ortaya koydu.

Kurduğu cümlelerin seçmendeki karşılığı şöyle dursun, nezaketi ve siyasi üslubunun altını bilhassa çizmek lazım.

Kendisiyle ne bir sohbetimin ne de bir çay içmişliğimin olmadığı lakin siyasete dair yaklaşımındaki duruluğu teslim etmem gerekir.

Üslubu adeta hem bir duruş hem de siyasetin bağırmadan yapılabileceğinin hatırlatılması niteliğindeydi.

İşte sırf bu yüzden Ağıralioğlu’nun meydandaki konuşması, bir siyasi söylemden ziyade bir sohbet havasında geçti.

Ne alkış uğruna tribünlere oynadı, ne de saçma sapan polemiklerle gündem kovalandı.

Ağıralioğlu, sadece kelimeleriyle değil, nezaketini destekleyen ses tonuyla da siyaset dilinin nasıl olması gerektiği konusunda dinleyicilerine güven verdi.

Zaten bugünlerde siyasette en çok eksikliği hissedilen şeyler belki de tam olarak bunlar;

- Usûl…

- Üslup…

- Nezaket…

Bu siyasi dil kalıcı olur mu, ya da geniş kitlelerce benimsenir mi bilinmez fakat şehrin meydanında muhalif bir liderin ortaya koyduğu karakterle yeniden hatırladık ki, siyasetin o bilindik dışlayıcı dili değişirse seçmenin birbirine olan tahammülsüzlüğü de değişebilir.

Dolayısıyla…

Trabzon’da A Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu’nun rakiplerine yönelik hitap şekli, hem siyasete hem de topluma nefes aldıracak bir yarış ortamının hala mümkün olabileceğinin kanıtı niteliğindeydi.

SALDIRIYA KARŞI ORTAK VİCDAN

Dün ben, Sayın Ağıralioğlu’nun saygı ve sağduyulu üslubunu işleyen bu yazıyı kaleme alırken…

Aynı saatlerde gündeme, kamu vicdanını derinden sarsan bir haber düştü.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi çıkışında fiziki saldırıya uğradı.

Üstelik bu saldırı, bir anma töreni sonrasında, herkesin daha da sağduyulu olması gereken bir ortamda gerçekleşti.

Gözaltına alınan saldırganın sicili her ne kadar başlı başına bir vahamet olsa da…

Bu olay yalnızca bir siyasi lidere değil, demokrasimize, siyaset kurumuna ve hepimizin ortak geleceğine yapılmış bir saldırıdır.

Parti farkı gözetmeksizin, hep birlikte bu tür menfur girişimlere karşı açık ve net bir duruş sergilemeliyiz.

Hasılı…

Siyasetin gündeminde rekabet, tartışma olabilir.

Ama fiziki saldırının, şiddetin zerresine bile yer yoktur.

Kamuoyunun tüm aktörleri, sözün yerine yumruğun geçmesine asla müsaade etmemeli.

Neticede siyaset nezaketle yapılırsa toplumu iyileştirir.

Sayın Özgür Özel’e geçmiş olsun.

★ ★ ★ 

Yazmak iyi gelir.

Bana;

[email protected]” adresinden ulaşabilirsiniz.