Trabzon AK Parti’nin en çok konuşulan, merak edilen ilçe kongresi şüphesiz Pazar günü gerçekleştirilecek olan AK Parti Ortahisar İlçe kongresi. 

Tabi ki gerçekleştirilebilirse…

Kongre için herkesi bir hesabı olunca, işler iyice sarpa sardı. 

Adaylardan bu işe en istekli olduğunu gösteren ve saha çalışması yapan 3 isim Halil İbrahim Demirtaş, Yasin Aydın ve Dündar Ayyıldız oldu. 

Fakat kongre sürecinde gelinen son haftada nedense Ayyıldız, sahadaki çalışmalarında biraz hız kesti vites küçültmekle kalmayıp motoru rölantiye aldı. 

Aksine Demirtaş ile Aydın ise vitesi 5’e taktı.

Özellikle teşkilat mensupları tarafından ismi üzerinde sosyal mecralarda en çok paylaşılan ve hak ettiği düşünüldüğü için destek gören isim Halil İbrahim Demirtaş oldu. 

Genel merkez nedense işi son kulvara getirip, olayın kızışmasını istiyor olacak ki, hiç renk vermeden, teşkilat arasında bölünmeyi arttırıcı tavırlar sergiledi. 

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in doğal olarak en çok istediği söylenen isim olan, yardımcısı Selahattin Çebi ‘Kesinlikle ilçe başkan adaylığı düşünmüyorum görevimden memnunum’ dese de son virajda ‘Partim görev verirse ne diyeceğim, “yapmıyorum mu?” diyeceğim bu bizim dava ahlakımıza yakışmaz’ demek zorunda kalarak yarışa katıldı. 

Haydar Revi’nin açık desteğini aldığı ve en çok istediği isim olduğu söylenen  İl Başkan Yardımcısı Hasan Dilekoğlu hiç tavrını değiştirmedi, “istenirse yaparım, istenmezse olacak kimse ona hizmet etmeye bile hazırım” mesajı verdi. 

Hüseyin Canım birçok ismin üzerinde uzlaştığı kişi olsa da hevesli olmadığını her daim dile getirdi, ama o da son görüşmede “görevden kaçmak bize yakışmaz” diyerek davaya hizmet uğruna göreve hazır olduğunu ifade etti. 

Partinin en yumuşak yüzlerinden olan ve bazı vekiller haricinde en çok bu işi hak ettiği söylenen Selahattin Çebi son viraja giren en güçlü isim olsa da bazı milletvekillerinin ‘Bu isim çok tartışılır’ şeklindeki çıkışına bizlerde bir anlam veremedik. 

Bu arada tek liste için il başkanına söz veren bir ismin halen daha Selahattin Çebi haricinde bir ismin açıklanması halinde aday olacağını yaptığı saha çalışmalarında dile getirmeye devam ettiği kulağımıza geldi. 

Mevcut Başkan Temel Altunbaş ise kara kutu gibi. 

Ortahisar’ın bugün böylesine rağbet gören bir güç olmasında şüphesiz en büyük etken kendisi, bu işte en fazla söz sahibi olması gereken kişi de o olmalı.  Fakat son güne kadar hiç renk vermedi “en iyisi partimiz için en hayırlısı olsun” dedi. Ama edindiğimiz intiba Hüseyin Canım ismine daha yakın durduğu.

Adaylığı gündeme gelen fakat hiçbir hamle, hiçbir çalışma yapmadığını gözlemlediğimiz Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Yılmaz ise kimsenin planında yer almayan bir isim olarak sessizce kenarda takdirlik duruşunu sürdürüyor. 

Sonuç olarak kongre ERTELENMEZ  ise aday adayları bugün veya yarın Ankara’ya çağrılacak. 

Yine kongre iptal edilmez ise eğer adaylardan Selahattin Çebi, Hüseyin Canım, Yasin Aydın Dündar Ayyıldız veya Hüseyin Yılmaz ismi açıklanırsa diğer tüm adaylar çekilmeye razı gibi görünüyor. 

Ve iki isim daha var.

 Bunlardan biri Israrla ben yokum dese de birileri (Milletvekilleri ve yerel yöneticiler) kendi hesapları adına önünü kesmek uğruna bir hamle ile onu bu göreve zorla aday olarak yazdırabilir. 

Ve yine bu ismin çıkması halinde karşı liste çıkmaz.

Başka bir isim daha var, eski ilçe başkanı, bu ismin çıkması ortalığı karıştırır, iki milletvekili bu isim için bastırıyor. Bu isim çıkarsa çık sayda karşı liste çıkabilir. Fakat bu isim için iki milletvekili çok sıkı bastırıyor.

İşte bu yüzden ortalık toz duman, karma karışık. 

Ortahisar’da son durum bu şekilde. 

Yani kongre hafta sonu iptal kararı bu saatlerde gelirse hiç şaşırmayın. 

Gerekçesi’de hazır Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın Covid 19’a yakalanması. 

Çünkü kendisi geçen hafta Trabzon’daki kongrelere katıldı, yüzlerce kişiyle temaslı. 

 Veya zaman darlığı mazeret gösterilebilir. 

Ortahisar ile ilgili senin yorumun ne derseniz ‘Bir insan istediği, sevdiği işi yapmalı, istemeye istemeye ona bir görev verilmemeli, verildiğinde de ondan bir performans beklenilmemeli’ derim. 

Biz gazetecileri çokta ilgilendirmeyen bir konu. Temennimiz şehrimiz ve şehrimizin en önemli mevkilerinden birinin başına en hak eden en çok bu işi başarabilecek ismin getirilmesinden öte bir şey olamaz. 

Partinin iç işlerine karışmak bizim çok da haddimize değil. 

Gördüğümüzü yorumlamakla yetinmeliyiz.

Kongre bu gidişle kesin iptal olur, demedi demeyin…

Bakalım içinden çıkılmaz bir hal alan Ortahisar düğümü nasıl çözülecek. 
 

TRABZON DÜŞMANLARI 

Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı himayelerinde gerçekleştirdiği Cephe Sağlıklaştırma projesi ile ilgili yapılan bir paylaşım Türkiye’nin gündemine oturdu. 

Kimileri Tİ’ye aldı, 

kimileri çok beğendi, 

Kimileri eleştirdi. 

Ben şahsen çok beğendim ve alkışladım. 

Emeği geçen kim varsa tebrik ve teşekkür ederim. 

Ortada bir gerçek var, gerçekten meydanın çehresini değiştiren bir çalışma oldu. 

Çok mu güzeldi ‘Suluhan’ın o rezil hali, simsiyah cephesi, o tarihi binaların rezilliği, o tarihi taşların üzerlerinin saçma sapan sıvalarla kapatılması, üzerindeki çanaklar, su depoları, dökülen sıvaları, koca koca tabelaları…’

Kötü mü oldu? 

Tamam belki paylaşılan fotoğraf yetersizdi, açısı kötü olayı tam anlatamayan bir fotoğraftı.

Ama gelin görün ki, bu şehrin öz evlatları bile kendi belediyelerini yerden yere vurdu. 

Şehirde yaşayanların bu davranışa katılması işin ilginç yanı. 

Yukarıda da dedik. 

Paylaşılan fotoğraflar çalışmayı tam anlatamıyor belki ama şehirde yaşayan herkes değişimi bire bir görüyor. 

Şehir dışından yaşayıp değişimi bire bir görmeyenlerin acımasız eleştirilerine, şehirde yaşayanlarda katıldı. 

Acımasızca eleştirip alay etti, aşağıladı.

Başında kim olursa olsun, projeyi değil Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya Avrupa Birliği veya Ortahisar Belediyesi yapsın…

Yani bir şehir kendi kendine bu kadar düşman olabilir mi?

Kendi gözüyle gördüğü bu güzelliği böylesine saçma bir olayla reddedip alay konusu yapılmasına müsaade edebilir mi?

Çok mu mutlu oluyoruz şehrimiz Türkiye gündeminde linç edilirken. Şehrimiz rezil olurken.  

Sadece bu olayda da değil…

Denizli Valisi şehrimizin evladı Ali Fuat Atik…

Bugüne kadar hakkında benim bir olumsuzluk duymadığım başarılı bir amir,  böylesine hassas bir dönemde günde yüzlerce kişinin yediği yemekle temas eden ve vali geldiğinde kendisine yüzünü dönmekten bir “hoş geldin” demekten aciz maskesini adam akıllı takmamış, eldivenini takmamış hijyen kuralarına uymayan bir müesseseye sinirlenip öfkesini kontrol edemeyerek benim de tasvip etmediğim  ‘Burayı kapatıyoruz’ cümlesini sarf ettiği için linç ediliyor. 

Tabi ki böylesine zor bir dönemde esnafın ekmek teknesine bir kişinin kabahati nedeniyle sinirlenip kilit vurmak kabul edilemez.

Ama sade bir vatandaş olarak bile bir müesseseye gittiğinizde bir “hoş geldin buyurun” duymazsanız görmezseniz canınız sıkılmaz mı? 

Kaldı ki bu bir şehrin valisi…

Kaldı ki hassasiyet gösterip hemen özür dileme erdemini göstermiş…

Bugüne kadar yaptığı o kadar emek o kadar hizmet görmezden geliniyor. 

Ve ne yazık ki bu şehrin evladına da İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu haricinde kimse sahip çıkmıyor. Yazık, günah, yapmayın etmeyin… 

Trabzonlulara karşı kasıtlı olarak algı yaratan, aşağılama kampanyası başlatanlara alet olmayalım…

Millet hırsızına arsızına sahip çıkarken biz şehrimize, şehrimizin yetiştirdiği değerlere birkaç sosyal medya soytarısının ve şehirdeki 

kötülüklerden başka yapılan hiçbir hizmeti görmeyen yaygın medya yazarlarının değirmenine su taşıyoruz. 

Belki bende eleştiri yağmuruna tutulacağım, ama ben benim şehrimi benim şehrimin değerlerini, yetiştirdiklerini, birkaç soytarıya yem etmem

Kimse kusura bakmasın…