Meslek hayatım boyunca ilk kez bir Genel Başkan-Cumhurbaşkanının Trabzon ziyaretinde alanlarda olamadım.

Her canlı Covid’i tadacak diye diye bu illete bizler de yakalandık. Nerden kaptık, nasıl oldu bilmiyorum ama son bir haftada test olmaya giden etrafımdaki herkesin testinin pozitif çıktığını söyleyebilirim. 

Acaba testlerde bir değişikliğe mi gidildi bilemiyorum ama böyle giderse meydandaki mitinginde etkisi ile Trabzon yine rekora koşar. Demedi demeyin…

Çok şükür 3 Biontech aşımız vardı da hafif gribal semptomlarla bu belayı atlatıyoruz.

Öyle etrafa haber salmasak da yakın çevremizin ilgi alakası, ailelerimizin gösterdiği ilgi alaka ile karantinanın son gününe geldik.

Merak edenler olabilir aktarayım.

İlk defa Covid’e yakalandım. 3 aşım da tam olmasına rağmen bu illet bizi de yakaladı.

İlk iki gece yüksek ateş sonrasında baş ağrısı hapşırık öksürük… 6. günümüzde Elhamdülillah iyiyiz.

Sağlık görevlilerimiz de sık sık arayıp sordu, takip etti. Eksik olmasınlar… Allah’ın izniyle 3 aşılı ve korona virüsü atlatmış biri olarak sahalarda olacağız.

Allah herkese sağlık sıhhat versin. Aman aşılarınızı ihmal etmeyin. Etmediğimden olsa gerek çok ağır bir sorun, sancı, sıkıntı yaşamadım.

İSTEDİKLERİNDE GEL BASIN,

İSTEMEDİKLERİNDE GİRME BASIN!

Evde tıkılıp kaldık ama mesleğimizin iyi yanı internetin olduğu her yerde yapılabilecek bir mesleğimiz var. 

Teknoloji sağ olsun ve tabi ki şehrin en etkin yayın organı olan 61saat.com ekibi sayesinde karantinada olmama rağmen evden Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlarımızın katıldığı toplu açılış törenini takip etme fırsatı buldum.

Rakamlara takılmamak kaydıyla böylesine bir ortamda katılım ve organizasyonlar beklediğimin üzerinde oldu.

Beni en çok üzen ise, söz edilirken 4. kuvvet denilen basın-yayın organlarının Cumhurbaşkanının programlarının toplu açılış töreni haricindeki kısımlarının hiçbirine alınmayışı…

Artık sistem ‘Biz ne verirsek onu haber yapabilirsiniz’ şekline dönüyor sanki.

Programlar basının soru sormasına, görüntü almasına, etkinliklerde bulunmasına mani olacak şekilde organize ediliyor.

Bu şehrin sorunlarını en şeffaf şekilde aktarması gereken basın, sadece uzaktan izleme moduyla çalışır oldu son dönemde... Bunun için de en önemli sorunlardan kimsenin haberi olmaz oldu…

TRABZON MORAL VERDİ

Gelelim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydandaki halkla buluşmasına.

Aslında bu mevsimde bu ortamda herkesin hastalıkla mücadele ettiği bir dönemde, zamların herkesin psikolojisini alt üst ettiği bir zamanda, hiçbir kurum veya parti temsilcisi gönülden arzu etmiyordu programı.

Ama kimse de korkusundan ‘Şimdi zamanı mı diyemedi’.

Bir yerde de Cumhurbaşkanlığı ekibini taktir etmek gerekir, hava tahminini cuk diye biliyorlar. Saati saatine planlıyorlar. Bu konuda teknolojinin en son imkanlarını kullanıyorlar.

Alan profesyonelce ayarlandı, gelecek sayı bir gün önceden tahmin edilenin biraz üzerinde oldu. Önceki mitinglere göre daha dar alanda sıklaşan saflar 20 bine yakın katılım ile görseli güzel, Cumhurbaşkanını memnun eden diri bir katılım oldu. Sonuçta bu bir seçim mitingi değildi…

Toplu açılış töreni ve çeşitli programlar için şehre gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Trabzon yine ilgi ve alaka gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Giresun’da bozulan morali Trabzon’da yerine geldi.

Peki Trabzon karşılığını alabildi mi derseniz?

Yatırım adası ile ilgili net bir söylem!

Güney Çevre Yolu ile ilgili müjdeli bir talimat!

Demiryolu ile ilgili herhangi bir söz veya raylı sistem ile ilgili bir proje!

Peki Kanuni Bulvarı’nın şehri hançer gibi delen Boztepe geçişi direklerinin iptaline ilişkin bir şey duydunuz mu?

Yeni bir fabrika, yeni bir istihdam alanı…

Hayır…

Ben şahsen zaten bunların hiçbirini beklemiyordum, çünkü ne bu yatırımları yapacak para, ne de bu yatırımı hep bir ağızdan isteyen bir şehir vardı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bunu çok iyi biliyordu ama, belki dedim yeni bir müjde verir.

Görünen o ki yeni vaatler her seçim olduğu gibi bu seferde de seçim öncesi mitinge ayrıldı.

SORUNLAR CUMHURBAŞKANINA İLETİLİYOR MU?

Açılışı yapılan tüm hizmetler için gerek Sayın Cumhurbaşkanına, gerek bakanlarımıza, gerek milletvekillerimize, gerek yerel yöneticilerimiz ve parti yöneticilerine, hatta bu yatırımları teşvik eden sürekli gündeme getiren muhalefete de teşekkür ederiz.

Şehrimizde taş üstüne taş koyanın, başımız üzerinde yeri vardır.

Ama maalesef yapılan her yeni yatırımda bir yanlış, şehre bir yazık etme planı projesi olduğunu da açıkça söylemek gerekir.

Şehir Hastanesi’nin yolu, Kanuni Bulvarı’nın direkleri, Çömlekçi Kentsel dönüşümün tanjantı aşan yüksek katları ve trafiğe katacağı olumsuz etkileri gibi sonradan sıkıntısını çekeceğimiz birçok konu var…

Hiçbirini hiçbir yetkilinin kesinlikle sayın Cumhurbaşkanına söylemediğine adım kadar eminim.

KÜÇÜK ÇOCUK VE TÜRKİYE…

Peki Cumhurbaşkanımızın Trabzon ziyareti ile ilgili Türkiye neyi konuştu.

Ne duydunuz! Küçücük bir çocuğun ettiği boyundan büyük bir sözü.

Çocuk çocukluğunu yaptı, anlamını bile bilmediği bir söz etti belki amcaların hoşuna gider de babamı serbest bırakırlar dedi.

Tamamen spontane gelişen bir olaydı.

“Bay Kemal var ya” sözünün ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Al mikrofona konuş’ dedi.
Önce herkes heyecanla o küçük çocuğun ne diyeceğini bekledi…

Burası Trabzon, zaten tören normal bir şekilde sonlansa şaşardık…
Ve o güzel gözleriyle yüreğiyle heyecanıyla hiç bağdaşmayan bir kelime söyledi sarışın küçük çocuk…

Kimse beklemiyordu o küçücük çocuktan böylesine ağır büyük ve yersiz bir kelime.

Söylediği yanlıştı, doğruydu,

Ona söyledi, buna söyledi,

Şöyle dedi, böyle demedi…

Kesinlikle mesele bu değil. O çocuk sözü nasıl söyleyebilmişti. Gerçekten şaşılacak ve üzerinde tez yazılacak bir mesele bu…

Pişman olmasının hiçbir önemi yok. Zaten o bir çocuk. Ondan öyle bir şey de beklemiyoruz.

Önemli olan çocuğun yaptığı çocukluğu, büyüklerin örtmesidir…

Ama olmadı yine bütün siyasi aktörler Trabzon’a saldırdı.

Trabzon üzerinden yine çocukça bir kabahatin faturası şehrimize kesildi.

Olan oldu, geçmiş olsun, umarım bu Türk siyaseti için bir ders olur.

Lütfen çocukları bırakın, onlar bir çiçek suyla toprakla yeşerecek. Oynayacak, gülecek, coşacak…   

Böylesine ayrıştırıcı bir ortam için henüz çok küçükler…