Sanki, Trabzonspor her yıl şampiyon oldu da; Bu yıl tel tel döküldü.

Sanki, Trabzonspor yer yıl nokta transferlerle harikalar yarattı da; Bu yıl çuvalladı.

Sanki, Trabzonspor öz kaynaklarını arttırdı da; Bu yıl borçlandı.

Sanki, Trabzonspor ilk kez böyle ağır mağlubiyetler almadı da; Bu yıl rezil oldu.

Sanki, Trabzonspor iki ilçe takımında 10 gol yedi de;  Rum kesiminin takımına Avrupa Kupalarında elenmedi.

Sanki… Sanki… Sanki…

+++

Demekle olmuyor.

+++

Kabul edelim ki, Trabzonspor tarihinin;

-Eh kötü

-En acınacak

-En rezil

-En iddiasız

-Lige en erken havlu atan takım oldu.

Niye?

Çünkü takım başı boş.

Mektepli başkan, bilime inanan mektepli teknik adama takımı teslim etti ama duvara tosladı.

+++

Burada bir anımı paylaşacağım.

3 lig yeni kurulmuş.

Artvinspor 3’üncü ligde. 

Takımın başına dünyanın en iyi spor akademisi Köln Spor Akademisinin futbol bölümünden Artvinli Tanju Varan getirildi. 

Takım her anlamda Tanju hocaya teslim edildi. Ama Artvinspor 90 dakikanın ancak 60 dakikasında etkili oluyor, son 30 dakika sahada bir varlık gösteremiyor. 

Galip getirdiği maçları mağlup bitiriyor. Zamanın başkanı rahmetli Emin Özgür’ün bu durum dikkatini çekiyor.

Hocayı karşısına alıp soruyor.

-Hocam niye bizim takım 60’ıncı dakikadan sonra yerlerde sürünüyor. Gücünü kaybediyor. Kondisyonu tükeniyor?

-Valla başkanım ne bileyim, ben kitaplardaki gibi çalıştırıyorum, anlayamadım.

-Peki hoca kitaplardaki gibi çalıştırıyorsun da biz çocukları kitaplardaki gibi yedirebiliyor muyuz? Gıda takviyesi yapabiliyor muyuz? Güçlendirici vitaminler verebiliyor muyuz?

-Bak başkanım bunları düşünemedim…

+++

Trabzonspor’unkisi de bire bir aynı olmasa da benzer.

+++

Ersun Yanal, takım ile kendi arasına birini sokmadı. Yönetimi ciddiye almadı. İdmanlarını kapadı. Ne yaptığını kimse bilmedi. Muharrem Başkan, bilime inandığı için filimin oyununa geldi.

Trabzonspor Ersun Yanal’a teslim oldu. Her bakımda. 

Bir yönetici hesap soramadı. 

Teknik menajer istemedi. 

Takım nasıl çalışıyor, kimse bilemedi. 

İdmanlar ağır mı değil mi kimse sorgulayamadı. 

Ersun ile Usta koca takımı yönetti. Hem idari hem de teknik olarak.

Ve  takım manzara umumiyesi; bakınız puan cetveli.

+++

Futbolcu derdini anlatacak karşısında yönetici bulamadı.

Deşarj olacak organizasyonlar olmadı.

Şehirden kaçtı.

Yanal kapalı bir kutu gibi dolaştı.

Kimse ile sohbet etmedi. Şehrin derdi ile dertlenmedi.

+++

Bir takım idmanını taraftara kapatır mı?

Efendim futbol bilimi böyle diyormuş.

Yerim ben o futbol bilimini.

Futbol bilimi takım ile taraftarı arasındaki ilişki ve bağ hakkında ne diyor.

Sadece maça gitsin, kombine alsın mı diyor?

Bi de onu bilelim.

Bilim insanı Yanal bu konuda ne yapmış, vallahi merak ediyoruz.

+++

Demem o ki.

Her şerrin bir hayrı vardır.

Trabzonspor’da takım ve teknik kadro ile yönetim arasında bir teknik menajer olmalı. 

Bu adam kimse, Trabzonlu Trabzonspor’da futbol oynamış biri olmalı. 

Bu adam cesur olmalı. İdare et ağabeyler modunda olmamalı. Taşın altına elini sokmalı. Yetkileri belirlenmeli… 

Takım başıboş. Kulüp de… 

Her şey Yanal’dan sorulur mu? Yanal da çöktü. Fenerbahçe’de böyle mi çalıştı? Nerde o bolluk?

Usta Yanal’a bu yetkileri vererek ağır hata işledi.

+++

Peki şimdi ne olacak?

Benim önerim radikal bir öneridir.

Futbol bir matematik bilimi değildir ki iki kere iki dört etsin diyemiyorsun.

O halde yapılacak olan şudur.

ABD’yi yeniden  keşfe gerek yok.

Öze döneceksin.

78 modeline.

Hatta daha radikal olacaksın Bilbao gibi.

Ha, başka akılcı öneriler de olur.

40 yıldır o öneriler hayata geçiyor. 

Sıfıra sıfır elde var sıfır.