Geç kalmış sayılmaz kimse.

Zira sadece iki gün uzaklaştık 2018’den.

Dolayısıyla.

İster şapkalar öne, ister başlar eller arasına…

+

Muhasebe yapma zamanı şimdi değerli okurlar.

Nitekim.

Acısıyla tatlısıyla bir yıl daha geçti ömürden.

Ve telafisi imkânsız…

+

Bir saniyelik yaşanmamışlığın bile garantisi yokken, büyük zaman aslında 365 gün.

Her ne kadar, çabucak gelip geçti diyerek geçiştirmeye çalışsakta, muhasebe yapmaya kalkınca, yaşanmışlıklara iyiden iyiye kapılıp gidiyor insan.

+

Acısıyla, tatlısıyla geçti gitti işte.

Bin bir türlü hal geldi başımıza.

Yeri geldi mutlu olduk, yeri geldi hüzne boğulduk 2018’de…

Kim bilir…

Beklide umursamayıp tiye aldıklarımızın birçoğu, kalan ömrümüzün tamamını etkileyecek.

Başımıza gelenlerden ve/veya hafife aldıklarımızdan o denli etkileneceğiz yani.

+

Peki.

Madem durum ortada…

Madem, makaraları geriye sardığımızda bu kadar etkileniyoruz, o halde ders çıkarmalı geçtiğimiz yıldan.

Her anına, her saniyesine büyük pencereden bakmalı, iyikilerle keşkeleri bolca karşılaştırmalı…

Ancak bunu yapabilirsek, güzel şeylere biraz daha yaklaşırız.

Aksi halde…

Yani geçmişini, başına gelenleri pek kale almayan için, yıl dediğimizin yenisi de bir, eskisi de…

+

Aslında var ya…

Yılsonunu, yılbaşını beklememeli insan, ömür muhasebesi için.

Zaman zaman geriye dönüp bakmalı.

Hani şöyle bir başına kalmalı, haykıra haykıra kendiyle konuşmalı.

Bu bile önemli aslında kişinin istikbali için.

Yani ara sıra kendine yabancılaşmak…

Odaya çekilip karşıdan bakmak iyi gelir yani.

En azından dışarıya adım attığınızda, eksikliklerinizi önünüze koymak için birbiriyle yarışan yüzlerce kişiye fırsat vermemiş olursunuz.

+

Velhasıl kelam efendiler.

Ne olduğunu bilmediğiniz yeni yılla tanışmadan önce, eski yılla biraz halleşin, dertleşin derim.

Kim bilir…

Belki size referans olur, daha fazla acı çekmezsiniz.

+

Şimdi mutlu yıllar…