61saat’teki bu ilkyazımda güzel şeyler yazabilmeyi gönül isterdi. Ülkenin tarihi, turistik yerlerinden; spordan, gelişmişlikten bahsedebilseydim. Seçimle ilgili bir şeyler yazabilseydim. Ama olmadı olamadı. Haini, satılmışı bol olan bir ülkede yaşıyoruz.

 Yer yine Hakkari, yine Dağlıca…

Yine şehitlerimiz, yine yaralılarımız var. Şehitlerimize Rabbimden Rahmetler diliyorum. Yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum. Annelerine, babalarına eşlerine, yakınlarına sabırlar diliyorum. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Toplumun zamanla unuttuğu acılar şehit ailelerinin yüreğinde kapanmaz yaralara dönüyor.  Herkesin rengi belli, safı belli. Artık bunun gizlisi, saklısı kalmadı. Dışta ABD ve Almanya’nın başını çektiği AB ülkeleri, İsrail ve İran olmak üzere; içte adı HDP olan malum parti ve medyanın bir bölümü alenen PKK terör örgütüne her türlü desteği veriyor. Ülkemiz büyük bir ihanetle karşı karşıya. Herkesin isteğiydi; akan kanın durması, anaların bir daha ağlamaması, şehit haberlerinin gelmemesi.

Ama yine olmadı.

Son otuz yılda siyasi tarihimize baktığımızda bu terör sorununu çözmek için gerçek anlamda gayret gösteren iki lider vardır. Bunlardan biri hala ölümü tam anlamıyla aydınlatılamayan Rahmetli Turgut Özal diğeri ise Sayın Cumhurbaşkanımızdır.

Sayın Cumhurbaşkanımız büyük bir siyasi risk alarak herkesin düşündüğü ama cesaret edemediği birçok adım atmıştır. Bütün bu iyi niyetli ve risk alınıp atılan adımlara rağmen bu sorun; HDP ile İmralı'yla ya da Kandil'le çözülmedi, çözülemedi. Bu şer odaklarıyla da çözüleceğine de inanmıyorum. Geçmişteki olumsuz tecrübeler ortada.  Karşınızda samimi olmayan, birçok odak tarafından kontrol edilen bir terör örgütü var. Bir yanda uluslararası uyuşturucu baronlarının elindeki PKK, bir yanda uluslararası silah tüccarlarının elindeki PKK.

Bir yanda uluslararası organ mafyasının elindeki PKK, bir yanda ülkemize düşman olan ülkelerin güdümündeki PKK. Bir yanda Kandil'in emrindeki PKK, diğer yanda da terörist başının hükmettiği PKK. Bir de bunların dışında PKK ile halkın arasında bir yerde kendine rol biçen siyasi uzantıları. Evet, hangisiyle görüşülüp bir sonuç alınabilecek. Ya da görüşülen teröristbaşı bu kadar parçaya ayrılan terör örgüte ne kadar hakim? Böyle olumsuz bir tabloya rağmen iyi niyetli düşünmek, barıştan bahsetmek hayalcilik olur. Zaten baktığımızda her barış söylem ve süreçlerinin ardından toplum olarak büyük bir travma yaşıyoruz. Tam her şey halloldu terör biti diye düşünürken her şey sil baştan başlıyor. Bu da vatandaşın güvenini yerle bir ediyor. Bu saatten sonra terör bitene kadar teröristle en etkin şekilde mücadele edilmeli. Son bir ayda terör örgütüne karşı verilen başarılı mücadeleden asla taviz verilmemeli.  

Devlet, PKK silah bırakana kadar operasyonlara devam etmeli. Yani bütün enstrümanlarla terörle mücadele edilmeli. Bu süreç içerisinde siyasiler de açıklamalarına dikkat etmeli. Çünkü bu ülkede sadece Kürt vatandaşlarımız mağdur olmamıştır. Ayrıca bugün ülkemizde Kürt sorunu denen bir sorun da yoktur. Eğer geçmişte her mağdur olan kesim bugün başkaldırıp dağa çıkacaksa bu ülkede vatanını sevdiği için fişlenip, potansiyel suçlu gösterilen insanlar da dağa mı çıkmalıydı? Ülkeye ihanet bu kadar basit olmamalı.