Siyasi tarihimize söyle bir baktığımızda birçok liderin gelip geçtiğini görürüz. Hepsi farklı özellikleriyle belleklerimizde yer etmiştir. Kimisi bir sözüyle, kimisi giyim kuşamıyla, kimisi duruşuyla, kimisi yaptığı gaflarla, kimisi de eserleri ve hizmetleriyle. Gündelik çekişmeler ve siyasi kavgalar bazı gerçekleri örtmeye çalışsa da tarih hiçbir şeyin üstünü kapatmaz. Hep geçmişle mukayese ederiz; bizim zamanımızda, diye başlar cümleler. Geçmişte yaşananlar yeni nesle hikâye gibi gelebilir. Sizin tüp kuyruğundan, gaz yağı ya da ekmek sırasından bahsetmeniz o günleri yaşamayanlar için masaldan başka bir şey ifade etmez. Bu devlet bu günlere kolay gelmedi. Bu Millet sahip olduğu hak ve özgürlükleri kolay elde etmedi.

O yüzden kimse bizi geçmişe getirecek, bizden bir şeyler eksiltecek gelişmelere müsaade etmez. Çünkü artık Millet iyiyi de gördü daha iyi olabileceğine de inandı. Tabi yine geçmişi hatırlarsak; bugünkü demokratik kazanımlara çok da kolay erişmediğimizi görürüz. Bu uğurda şehit olan, idam edilen devlet adamlarımız sayesinde böylesi bir demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Tek partili yönetime alışkın bazı çevreler alışamamıştı çok sesliliğe, çoğulcu demokrasiye. Bunlar unutmak istediğimiz yıllardır. Şimdi demokrasimizin işleyeceği bir gelişme daha yaşayacağız 16 Nisan’da. Eskiyen, çağa ve Milletin isteklerine ayak uyduramayan ve aksayan Anayasa maddelerinden bazılarının değişimi için Millete gidilecek.

Son sözü Millet söyleyecek. Nasıl yönetilmek istiyorsa onu seçecek Milletimiz. Bu tarihimizdeki bazı zorlama ve yönlendirilmiş; darbe sonrası referandumlar gibi de olmayacak. Gayet özgür bir ortamda gerçekleşecek. O yüzden sonuç ne olursa olsun herkesin saygı duyması gerekmektedir. Ben inanıyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu ülkeye hizmet eden, yapılmayanları yapan, olmaz denilenlerin olmasını sağlayan ve Milletimize hizmeti kutsal sayan hükümetimizin gayretleri; Milletimiz tarafından karşılık bularak sonuç Evet olacaktır. Tabi burada elini taşın altına koyup önce Devletin Bekası deyip bu Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi için mücadele eden Sayın Devlet Bahçeli’nin hak ettiği değer tarihte yer bulacaktır.


Aynı zamanda değişecek Anayasa maddeleri üzerine konuşmayıp içindeki kini kusan siyasetçilerle, bugün dediğini yarın inkâr edip Milleti yok sayan ve maalesef terör örgütleriyle aynı doğrultuda hareket eden siyasiler de tarihimizde ve Milletin nazarında hak ettiği değeri bulacaktır. Yazıma son verirken şunu belirtmek isterim: Şimdiki sitemde Sayın Cumhurbaşkanımıza “diktatör” diyenler; “tek adama karşıyız” diye Hayır diyorsa. Yine bunlar Ak Parti ile MHP’ye faşist diyorsa bu sözler benim Evet demem için yeterli. Selam ve dua ile.
 
Mehmet ÖZTÜRK