Lügatımızda bir musubet bin nesihatten iyidir diye ünlü bir sözümüz vardır.

Sizler bunu bilirsiniz...

Diyeceğim odur ki farklı yenilgilerden sonra dalgalanan Trabzonspor dün akşam Başakşehir karşısında toptan uzak, topu bekleyen, yana geriye ağır tempoda oynayan mücadeleden uzak koşmada bile nazlanan takım gitmiş yerine önde basmaya yeğeleyen bir takım vardı sahada.

Maxi Gomez'i ve Djaniny'i dahi aralarına alıp mücadele eden sahanın her yerinde pres yapan Trabzonspor vardı.

Ne yalan söyleyeyim böyle bir takım bekliyor muydum?

Evet, bekliyordum.

Bu tür gürültülerden sonra böyle tepkiler doğaldır bunu yaşadığım için biliyorum.

Hatta yenebilecegimizi de söylüyordum.

Uğurcan'dan, Maxi Gomez'e kadar her futbolcu özellikle Abdülkadir Ömür görevlerini eksiksiz yaptılar.

Nereye kadar mı?

İkinci yarının başına kadar...

Ne olduysa eski hastalık birden nüksedince topu da, sahayı da bırakan bordo mavililer zor anlar yaşarken taraftarda bu durağanlıktan etkilenip onlarda el frenini çekerek sustular.

Hep söylerim...

Trabzonspor taraftarı diğer takımdakilere benzemez.

Onlar takımlarını coşturmaya çalışırlarken bizimkiler ise takımla coşar, coştururlar.

Neredeyse gelenek haline geldi dün de böyleydi ve bugün de öyle.

Doğrudur yanlıştır ona sizler karar verin zira gerçek budur.

Dün akşam olduğu gibi son sözüm dünkü maçın ilk yarıdaki hoş görüntüsü bundan böyle artarak devam eder mi bunu bekleyip göreceğiz