Yoksa, ben de trol mü oldum?
2020’nin Nisan ayı.
Korona illeti bütün şiddeti ile ülkede hissediliyor.
Sokağa çıkma yasaklarının olduğu günler.
Bir sokağa çıkma yasağının geç duyurulmasından sonra milletin marketlere hücum etmesi.
Dün gibi aklımızda
Ardından bu sokak karmaşasından dolayı, İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu istifasını açıkladı.
Ardından başka Trabzon’da olmak üzere sosyal medyada dalga dalga Soylu’ya istifa etmemesi gerektiğine dair uyarı ve destek mesajları geldi. Sonra Türkiye bu çağrılara katıldı.
Son günlerde Soylu’nun kontrolü altında bir sosyal medya ekibi olduğu iddiası gündemde.. Ve bu ekip, grup; Soylu’nun istifası ile ilgili dalga dalga yayılan, görevi bırakamazsın mesajlarını da organize ettiği söylendi.
Ben kendi adıma o zaman istifa haberini duyduğum anda kararın yanlış olduğunu, istifa etmemesi gerektiğine dair üç ayrı twetter attım.
Kimseden etkilenmeden. Kimseden talimat almadan. Kimsenin yönlendirmesi olmadan.
Tamamen özgür düşüncem ve tavrımla.
Şimdi ben de trol mü oldum..?
……
En doğrusu; Samsun-Sarp
Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Karadeniz Bölgesini demir ağlarla öreceklerini belirtti ve bu planın güzergâhlarını da paylaşkı.
Samsun-Sarp dedi.
Trabzon Erzincan’ı ekledi.
Rize- Erzurum’u da var dedi.
Yani, herkese mavi boncuk vaat etti.
Bu hatların yapımını bu bölge 100 yılda görmez.
Bir an önce demiryolu ile ilgili hamle yapılacaksa bunun en güzel güergahı, Samsun-Sarp oradan da Batum bağlantısıdır.
Hem ihracat için.
Hem yük taşıması için
Hem de yolcu için.
Samsun-Sarp- Batum’a da entegre olduğunda Orta Asya’ya kadar ver elini öz yurtlara.
Hükümet, siyasi irade bunu planlasın.
Bölge haklını diğer hatlar ile meşgul etmesin.. Bizi de Rize mi Trabzon mu diye fuzuli tartışmasın.
Erzincan- Trabzon; Rize’yi küstürür
Rize- Erzurum; Trabzon’u yorar.
En doğrusu Samsun-Sarp- Batum.
Hem Rize’ye hem Trabzon’u hem de bütün Karadeniz’i ihya eder.
………..
Bir şehir hep köstebektik..!
Yıllarca Trabzonspor’u takip ettim.. Şampiyonluk yıllarında her Perşembe çift kale idman maçları yapılırdı. Hatta zaman zaman Y. Selim’de.. Taraftar toplanır, o hafta oynanacak maçın onbiri sahaya çıkardı. Sarı yelekleri ile. Teknik taktik o maça herkesin gözü önünde sergilerindi.
Şampiyon hocalar çift kale idman maçında zaman zaman oyunu durdurur. Sahanın içine girer. Taktikte hata yapılan anı anlatır, uyarılarda bulunurdu.
Bazen de sarı yelekli futbolcuları yanına çağırır, yeleğini çıkarttırır, karşı takıma yollar, karşı takımdan seçtiği futbolculara sarı yelek giydirirdi.
Yani, hafta sonu oynanacak maçın onbirini o anda orada milletin huzurunda umuma açık idmanda denerdi.
O zaman bütün şehir köstebekti.
Bütün şehir takımın taktiğini biliyordu.
Bütün şehir hafta sonu maçının ilk onbirini de tahmin ediyordu.
Biz gazeteciler de takımın nasıl oynayacağını sayfalarımızda manşetlerden yayınlayarak okurlarımıza duyuruyorduk.
Maç oynanır takım kazanır hayat devam ederdi.
Puan kaybettiğimizde ne Ahmet Suat Hoca ne de rahmetli Özkan Sümer, köstebek arardı.
………
Köstebekin kim ben diyeyim hocam?
Bak Sevgili Hocam.
Sen, bize uzun yıllar hasret olduğumuz şampiyonluğu tattırdın.
Eyvallah.
Ama şu son açıklamaların var ya, hiç bilimle futbolu aynı kulvarda yürüten teknik adam özelliğine uymadı.
Eğer, idmanlarda uyguladığın her türlü taktik anlayış akşama medyanın dilindeyse, bu medyanın suçu değil.
Senin suçun.
Köstebek ya da köstebekler en yakın halkandakiler
Onlardan hesap sor.
Kimsenin elinde görünmez drone yok ki tesislerde uçursun.
Bir de hocam..
Takımı 7/24 yakından takip eden gazeteciler var. Görevleri bu.. Ekmek parası. En az senin kadar takımı tanıyor. Ruhunu biliyor. Gözlem yapıyor. Neyi nerede deneyeceğini tahmin ediyor. Bu yetenekleri ile bazı meslektaşlarımızı köstebekler sayesinde mesleğini yapıyor diye suçlayamazsın.
Bir de hocam.
Sende biliyorsun ki futbol sektör oldu. TV ekranlarında gazetelerde de artık farkı olan, yaratıcı olan, tıpkı senin gibi futbolu okuyan, reytingi yapan adamlara yazarlara yorumculara ekmek var. Adam Trabzonspor’u takip ediyorsa, yorumları tahlilleri ve önyargılarına kulüp içinden destek bulacak varyasyonları olur. Olacak.. KGB; CİA ya da MOSAD değilsin ki. Birde hafiyelik yapasın. Tekniğine taktiğine futbol aklına güven.
Bir de hocam
İlk kez bir teknik adamdan teknik ve taktik anlayışının deşifre edildiğin dair bir serzeniş duyuyoruz.. Genellikle kulüp içindeki köstebeklerin, takımdaki huzursuzlukları yaydığına dair şikayetler duyardık. Takımda ufak tefak tartışmalar. Ücret dengesizliğini dile getirenler, maaş ödemeleri gibi sıkıntılar haber olur, teknik adamda köstebekten dert yanardı.. Teknik ve taktik köstebekliğini senden duyduk. Böylelikle literatürde bir ilki gerçekleştirdin. En yakınındaki halkaya dikkat. Ve bir an önce kimse o köstebek, toplumla paylaş. Yol, dava arkadaşlığı yapma, cezasını ver.
…
Mesela bizim Hasan Tüncel
Genç kuşak Trabzonspor muhabirlerinden biridir bizim sitenin spor müdürü Hasan Tüncel.
Trabzonspor ile yatar kalkar.
Eşi ve çocuğu kadar da takımı sever.
Takıma zarar gelmesin diye bildiği bazı gerçekleri de bizden saklar.
Ama Hasan Tüncel, takımı öyle takip eder ki..
Sevgili Hocam senin ruhunu okur.
Açık idmanları pür dikkat izler, not alın.Gürüntü çeker. İşyerine gelir çektiği görüntüleri izler notlarını tekrardan okur.
Sorar soruşturur.
Maçtan sonra güven duyduğu eski futbolcuları arar oyunun hakkında ince detayları öğrenir.
Teknik adamları arar.
Hatta bazı maçları o teknik adamlarla birlikte izler.
Okur, araştırır. Senin, Trabzonspor’dan önceki takımlarda yaptıklarını bire bir öğrendi.
Taktiğini, oyun düşünceni masaya yatırır ardından gelecek hafta yapacağın hamleleri öngörür.
Mesleğini böyle aşık birini genelleme yaparak, köstebeklerden yararlanan biri olarak suçlarsan
Emeğe saygısızlık etmiş olursun.
Herkesin bir yeteneği var.
Futbolcunun futbol.
Senin teknik adam.
Gazetecinin de mesleki yeterliliği.. Öngörüsü.. Yorumu ve olasılıklar üzerinden sonuca gitmesi..Yetenek işidir.
Saygı duyacaksın.
………………
ZAYTUNG
Trabzonspor Teknik Direktör Abdullah Avcı’nın şu sıralar en beğendi doğa belgeseli, Köstebeklerin yaşamı..
