İnsan sosyal bir varlıktır Gruplar halinde yaşar. Bu gruplar köy, kasaba, ilçe, kent, büyük kent (kalabalıklaştıkça, büyüdükçe )gibi. İsimler alırlar
Bu büyümede, köylerden kentlere göçüyor, gecekondulardan apartmanlara taşınıyor. Kısacası "Kentleşen Türkiye" de yaşıyoruz.
Köyler boşalıyor. Kent nüfusu artıyor. Köy okulları da bu göçten etkileniyor Nedeni; köyden kente göç.
Kent demek, medeniyet demektir. Kentleşmek ise medeniyetleşmek demektir. Kanuna, kaideye, kurala uymak demektir. Çevreye duyarlı, insana saygılı olmak demektir.
Kentte yaşamasını biliyor muyuz?
Kentleşme "Ortak Yaşam" denilen ve kökenimizde pek alışık olmadığımız bir toplumsal biçimi de birlikte getiriyor. Biz, bu ortak yaşama ne ölçüde uyabiliyoruz?
Bunlara ne kadar yatkın iseniz, o ölçüde kentçi, o ölçüde medenisinizdir. Kendi notunuzu kendiniz verin.
Kurallara uyan, komşusuna saygılı olanların hakkını verdikten sonra, kurallara uymayan, komşu hakkını hiçe sayanlar da azımsanmayacak orandadır.
Kat mülkiyeti kanununda yer alan ortak yaşam kurallarından bazıları şunlardır:
1- Apartmanda veya bahçesinde hayvan yetiştirilmez.
2- Ön balkon ve pencerelere çamaşır asılmaz.
3- Balkonlardan halı, kilim vs. silkelenmez
4- Gece saat 22.00'den, sabah saat 10.00'a kadar, gürültülü ses getiren makineler çalıştırılmaz.
5- Çevreyi rahatsız edecek şekilde, yüksek sesle konuşulmaz, şarkı-türkü söylenmez.
Kısacası, ortak yaşam için kat mülkiyeti yasasında yer alan kaide ve kurallara uymak gerekir. Bu da medeni bir insana yakışır davranıştır.
En çok gördüğümüz ise, evlerin içleri son derece konforlu döşendiği halde dış cephe, merdivenler gibi ortak alanlar genellikle sıvasız, dökülmüş boyalar, bakımsız oluyor.
Kentli olmak, yalnız apartman yaşamı ile sınırlı değildir elbet. Yaşanılan kentin genel durumu ile de uyumlu olmak demektir.
Dükkânların içi, vitrini her gün düzenlenerek çekici hale getirilirken, sokak kısmına eşyalar taşar, dış cephe duvarlarında telefon telleri açıkta karmakarışık, aspiratörlerin fanları gelişi güzel takılı, eski yırtık afişler duvarlarda, direklerde, çanak antenler her balkonda, pencerede. Tabelalar irili ufaklı, boyalı, boyasız, bazen bir işyerinde 6-7 adet birbirinden farklı, görüntü kirliliği had safhada.
Kent yaşamında sıkıntı ve sorunlardan kurtulmak, huzurlu bir yaşamı yeğliyorsak, birlikte yaşama adabını öğretmek ve uygulamak zorundayız.