Ülke gündemine şöyle bir göz attığınızda, Türkiye’nin içinde bulunduğu ateş çemberini görmek hiçte zor değil.

Hem içeride hem dışarıda büyük bir tezgah büyük bir oyun. Tüm dünyaya kafa tutmuş bir Reis. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Fakat ne yazık ki en yakınından gördüğü ihanetler belli ki zaman zaman Cumhurbaşkanını da hayretler içine düşürüyor.

Karar almakta zora sokuyor veya hata yapmaya zorluyor. Siyaset bu, ülke yönetmek kolay iş değil. Dün ak dediğine konektör değişince kara diyorsun. Neler olup bittiğini onlar kadar göremediğimiz için millet olarak hep destek sonuna kadar destek diyoruz. Demeliyiz de çünkü işin ucunda Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı, bölünmezliği söz konusu.
 
Gündem öylesine hızlı değişiyor ki? Bir gün Cerablus’tayız, bir gün Musul başka bir gün kim bilir neresi.

Bir gün yeni anayasa, bir gün başkanlık, bir gün sapkınlık, bir gün PKK, bir gün Fatih Terim, bir gün Sinan Çetin’in oğlu.

Üzülerek söylüyorum, popülizm vatan millet meselesinin önüne geçmiş.

Türkiyem 18 şehit veriyor yandaşı kandaşı candaşı varsa yoksa Sinan Çetin’in trafik teröristi oğlunu Cumhurbaşkanı’ndan 100 kat fazla maaş alan Fatih Terim’in milletle alay eden açıklamalarını, veya şehit sayısını gizlemek için gerçekliği tartışılan yüzlerce terörist öldürdük şeklindeki haber pompalamalarını. Gerçek meseleler örtülüyor sanki. Hep istenilen yerden gösteriliyor.

Hele şu yandaş denilen bazı kanallarda ağız ishali olmuş yalakalara ne demeli. İnanın Tayyip Erdoğan’a en büyük zararı onlar veriyor.

Sırf Tayyip Erdoğan’a yaranmak uğruna ülkenin önemli siyasetçilerine etmedikleri hakaret, demedikleri aşağılama. Tayyip Erdoğan’ın bile Kemal Bey dediği Devlet Bey dediği isimlere Şu Kemal’i izlemeyim, Şu Bahçeli’ye bakalım şeklindeki sözlerini takiben sarf ettikleri hakaret içeren sözler. Yazık diyorum.

Millet bir tarafı ile gülüyor bunlara. Televizyonculuğun da bir etik kuralları vardır. 

MECLİSTE PARALEL VAR

Ama dedik ya asıl mesele, halkın duymasına gerek yok denilip gündeme taşınmayan ülkenin dış ilişkilerindeki çöküntü ve içerdeki ihanet çemberinin dalga boyu büyüklüğü.

Evet mecliste Terörist var. Paralelinde teröristi var, PKK’nında teröristi var.  Madem PKK’lı teröristin telefonundan BY-LOCK programı çıkıyor, mecliste PKK’nın arka bahçesi olan herkes
Paralel yapının mensubudur. Hepsi da derhal vatana ve millete ihanet suçundan yargılanmalıdır.
 
Bir yanda Paralel İhanet Çetesi, bir tarafta ABD’nin PKK ordusu, DAEŞ’i, PYD’si.

İçeride bu yapıların bağlantıları yerli ve yabancı.

Peki ya Kandil. Burnumuzun dibindeki o kahpe o ihanet dağı. Ortadoğu bataklığına bile bile sürükleniyoruz hissini taşıyorum içeride güçsüzleştirilmek adına..
 
Ve iyi ki Rusya var diyorum. Allah razı olsun, nasıl oldu, Putin bu kadar gevşedi, veya helal olsun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Putin ile arayı bu kadar kısa sürede böylesine iyi hale getirdi. Kolay iş değil. Belli ki birileri zamanında Türkiye ile Rusya’nın arasını açmak adına iyi çalıştı ve iki lider bu gerçeği gördü.
 
Dileğimiz ülkemiz için iyi şeyler olsun, Allah ülkemizi yönetenlere, yönetime katkı sağlayanlara, yönetimi uyaran muhalefetine, bürokratına hepsine güç versin.
Özellikle de İçişleri Bakanlığı gibi ateşten bir gömlek giyen, ülkenin güvenliğinin teslim edildiği Trabzon’un Vekili Süleyman Soylu’ya. Trabzonlu olmak gurur veriyor insana, ama... Demeden de geçemiyorsun, böyle bir ortamda, böylesine bir ataş çemberinde, en riskli dönemde... Lafın tamamını söylemek gelmiyor içinden insanın. Sadece şans dilemek destek olmak ve dua etmek.