Kabul etmek gerekir ki, Trabzonspor başkanı özellikle kulübe mali kaynak bulmak açısından tek başına kaldı gibi. Bir de saha sonuçlarının istenilen düzeyde olmaması nedeni ile de ciddi sıkıntı içinde.

+++

Hoş, Trazonspor’da her şey dört dörtlük gitse bile yine kurum içi muhalefet vardır. Trabzonspor’u da güçlü kılan bu özelliğimizdir. Usta, her ne kadar gecemizi gündüzümüze katıyoruz buna rağmen eleştiriliyoruz dese de bu geleneksel özelliğimiz, bize zarardan çok faydalı oldu. Kendi içimizdeki rekabet, Trabzonspor’a şampiyonluklar kazandırdı. Taa ki, futbolu küresel sermayenin keşfine kadar. Artık ne kadar dekoder, o kadar puan(!)

+++

Muharrem Usta, 11 yaşındayken. Ve muhtemelen Trabzon sokaklarında, köyünde kısa pantolon ile dolaşırken; Şamil Ekinci başkanlığındaki Trabzonspor 1976-77 sezonunda; Önce Lig şampiyonu oldu. Sonra, Türkiye kupasını aldı. Ardından da en büyük kupa Cumhurbaşkanlığını.

+++

Bu üç kupalı yönetim genel kurula gitti. Şimdi Hamamizade olan salonda Saray Sineması vardı. Genel Kurul orada yapılacaktı. Şamil Ekinci ve yönetimi, göğsünü kabarta kabarta salona girdi. Kongre açıldı, konuşmalara geçildi.  Aman Allahım, yönetim yerden yere vuruluyor. Öyle sert eleştiriler var ki, bugünkülere hak getire. Resmen 3 kupalı başkan ve yönetim kum torbası gibi dövülüyor.

+++

O esnada bir genel kurul üyesi Ziya Bey Sitesindeki kulüp binasına gitti. Sezonun üç kupasını kucakladı, salona getirdi. Divan Kurulunun önündeki masaya koydu ve avazı çıktığı kadar bağırdı. “Allah’tan korkun ya. Bu üç kupanın hiç mi hatırı yok…”

+++

İddialara göre o kişi, Ahmet Suat Özyazıcı’ydı.

+++

Usta, böyle bir camianın başkanı.   O nedenle, eleştirilerden morali bozulmayacak.