Dumanı üstünde tüten bir aforizma ile başlayayım.
“En iyi terzi halktır muhterem.
Herkese boyunun ölçüsünü verir.”
***
Bu nedenle;
Dağ ile bağ arasında bir tetikçi gibi duran, iri kıyım cüsselerin bir enkaza dönüşmesi muhteşem olacak.
***
Konken partilerinden fırlayıp, ağızlarında sırnaşan rulo ete, “Yallah Arabistan’a” cümlesini iliştiren sözde sanatçıların, cümlelere hasret bir lala dönüşmesi, muhteşem olacak.
***
Terörist helvası kavurup, taziyelik bir ceset gibi ortalıkta dolaşan ve aynı helvayı büyük bir işgüzarlıkla halka ikram etmeye çalışan sözde vekillerin, senkronize çöküşü muhteşem olacak.
***
Toprağa sırt çevirip, makam kılıcını yoksulun boynunda bileyenlerin, terk edilmiş bir örse dönüşmesi muhteşem olacak.
***
Patatesi, soğanı istifleyip, aklı sıra halka şah çekeceklerini iddia edenlerin, bir soğan cücüğü kadar değer taşımadıklarını anladıkları zaman, sessizce kabuklarına çekilişleri muhteşem olacak.
***
Uyandıklarında hangi yüzünü yıkayacağını kestiremeyen ve söz konusu dostluk olunca, şeytana bile pabucunu ters giydirenlerin, pişmanlık denen dünyevi duyguyu tattıkları o an, muhteşem olacak.
***
Vatanı ve bayrağı mayınlı kelime olarak hafızasına kazıyan, ve bu mayınlara basmamak için kırk takla atan metropol kunduzlarının, Türk’ün o şanlı bayrağına saygı duruşuna geçtikleri an, muhteşem olacak.
***
Samimiyete başkan arayacağına, Kaf dağına kral arayanlarının, o kralı hayatları boyunca hiç göremeyeceklerini anladıkları an, muhteşem olacak.
***
Vefat eden birinin ardından küfür eden ve bunu inandığı dine saygı olarak tanımlayan muhterem(!) kişilerin, aslında inandıklarını dine ne denli zarar verdiklerini anladıkları an muhteşem olacak.
***
Oksitlenmiş kutup başı gibi cümleler kurup, halka kin ve nefret tohumu ekenlerin, tarlalarında çıkan fırtınalara baka kaldıkları an muhteşem olacak.
***
Ve her şeyin muhteşem olduğu an;
Samimiyet ve dürüstlük, insanlığımızın markası olacak.
***
Bu yakarış elzem;
Bu hayaller, yakındır!