Malumunuz.

Komşu ülkelerle ilişkilerimiz epeyce zamandır sıkıntılı.

Özellikle son bir yılda…

İşin en kötü tarafı...

Yaşanan süreçte gördük ki;

Suriye, Rusya, Almanya, Amerika, Hollanda, Avusturya misali ülkelerle yaşadığımız krizlerde haklılığımızı bizden başka savunan kimsecikler yok.

Bu bir yana…

Mevzu Türk düşmanlığı olunca, uç noktalarda bulunan, birbirine düşman ülkelerin bir anda nasıl aynı safta yer aldığına hayret ve ibretle şahit olduk.

Çokta şaşırmamak lazım aslında…

Zira.

Amaçlar ortak.

Böl, parçala, yönet.

*

Bir sana, bir bana…

*

Türkiye’nin kolay lokma olmadığı kadar, bu ülkelerle mücadelenin de kolay olmadığı bir gerçek.

Öyle ki.

Zaman değişti.

Eskiden olduğu gibi kazma/kürekle meydanlara cenk edilmiyor artık.

Stratejik plan, hamlelerle savaşıyor ülkeler.

Bunun için her alanda güçlü olmak lazım.

Savunmada, sanayide, dış politikada…

Yoksa.

 “Benim genç nüfusum fazla, bizde herkes asker gibi” sloganlar iş görmüyor artık.

Ondandır ki;

Çok çalışacaksın, çok güçlü olacaksın!

*

Aslında.

Bir yol daha var.

Yani.

Devlet için hiçbir şey yapmadan…

Çalışmadan, çırpınmadan…

Suya sabuna dahi dokunmadan da bu ülkelerle ilişkileri iyi yönde geliştirebiliriz.

Neticede bizden çok şey istemiyorlar.(!)

Özellikle son dönemlerde yaşadıklarımızı dikkate alarak, atılması gereken adımları sizler için beş maddede toparladım.

Okuyun efendim.

Bakın nasıl çözülüyormuş, nasıl sıfıra iniyormuş dış politikadaki sorunlar.

*

BİR: İlk madde FETÖ’nün… Tanklar, tüfekler,  bombalar, mermiler, uçaklar… Hepsi senaryo, hepsi tiyatro… Kabul edeceğiz azizim!

İKİ: Ülke olarak bizlere yapılan her türlü hakareti hoş karşılayacak, kurulan kumpaslara tepkisiz kalacağız!

ÜÇ: Dış güçler tarafından devlet içersine yerleştirilmiş hainleri tek tek tespit edecek, sonrasında üç maaş ikramiye ve onur madalyasıyla ödüllendireceğiz!

DÖRT:  Avrupa Birliği demek ne demek! Ne derseler, ne isteseler Eyvallah diyeceğiz!

BEŞ: Otuz beş yıllık ömrümden fazladır mücadele edilen PKK terör ögütü ve diğer uzantılarına meydan sizin diyecek, bu uğurda kanı dökülen aziz şehit ve kahraman gazilerimizi yok sayacağız!

*

Efendim!

Anlamadım!

Bu maddeler ağır geldi değil mi?

Gayet tabi.

Yani.

Gelmesi normal.

Anormal olan;

Hiç çalışmadan, çırpınmadan, bütün enerjisini devletin sosyal politikalarıyla geçinmek için kırk takla atarken harcayan, dolayısıyla ilimde, bilimde, sanayide, teknolojide tamamen dışarıya bağımlı halimizle, sabahtan akşama kadar pineklediğimiz yerden Amerika’ya racon kesmemiz!

*

Sözün özü.

Bu şekilde olmaz hemşerim!