Biraz latife ile biraz da çuvaldızı herkese batırarak bu kar meselesine değineceğim.

Ama burada kesinlikle o emekçi kardeşlerimiz varya, belediye başkanı yanına geldiğinde çıplak elle görüp kolay gelsin dediği, amirine ‘Nerede bu adamın eldiveni’ demediği, 8 saat çalışması gerekirken sabahın 8’inde gece yarılarına kadar iş makinesi üzerinde biz evimize sağlıklı gidelim diye direksiyon sallayan, başkanı yanına geldiğinde de onunla birlikte gülerek poz verebilen operatör. Bunların çalışmalarına görmezden gelirsek Allah hepimizi çarpar. Hepsine belediyesinden karayollarına, esnafından, vatandaşına, el birliği ile yollarımızı açan tüm emekçilere sonsuz teşekkürü borç biliriz. Gelelim belediyeye verilen notlara. Herkes bir not vermiş, kimi eline tuzu almış düşmüş yollara, kimi tabut yapmış fatihe okumuş belediyenin ruhuna, kimi kardan adamın sitemini dile getirmiş.

Bizim memlekette meşhurdur her şeyi bilmek. Hani Cem Yılmaz’ın gösterisinde Faruk Eczanesi muhabbeti var ya. Adresi bilmemesine rağmen soranı yarım saat meşgul edip düşünen ve sonra da bilmediği ortaya çıkan sahne. İşte Trabzon’da öyle oluyor. Kar meselesinde de bunu açıkça gördük. Birden herkes belediye başkanı, herkes karayolları bölge müdürü oldu şehirde.

Kar yağdığında oh mis deyip kartopuya koşan ahali, kar kesip te aracını kapısının önünden çıkaramadığını görünce kıyameti kopardı. Akşam naylonla kayarak buz pistine çevirdiği yoldan sabah işe giderken zorlanınca nerede bu devlet, nerede bu millet, Sibirya’da mı yaşıyoruz şeklindeki paylaşımlarla kıyameti kopardı. Sonra da işine gittiğinde ‘Belediyeye öyle kaptırdım, böyle salladım, az sonra İçişleri Bakanı beni arayıp bilgi alacak’ pozlarına girdi. Küçümseme, aşağılama, hor veya komik görme gibi bir niyetim yok. Bunların hepimizin yaptığını hepimiz biliyoruz.

Gelelim belediyelere, kamu kurumlarına….

Belediyeler ayrı komedi, basın merkezleri apayrı komedi. Kar yağmadan burnumuzdan kıl aldırmayız, kara öyle hazır böyle hazırız, aman tanrım, meteor düşse ona da hazırız, ekiplerimiz tamam, araçlarımız süper, hepsini yeniledik. Öyle kar yağacak ki, böyle kar yağacak ki, sakın ha evden çıkmayın, araba ile çıkmayın, resmi tatil mi ne alaka, tatil yok, arabalarınızı trafiğe çıkarmayın… Ve benzeri uyarılar. Kar yağmadan da, kar yağdıktan sonra da belediye basın bürolarının geçtikleri haberler aynı.

Yukarıdakiler kar yağmadan geçilen haberlerdi. Kar yağınca ise şöyle bir hal alıyorlar. Dünya var olduğundan bu yana biz böyle bir kar görmedik, duymadık bilmiyorduk. Kar böyle bir şey miş demek. Biz önceden yağmuru kar sanmışız. Tedbirimizi önceki kara göre almıştık. Aslında biz ekvatordan dün geldik. Gece demedik gündüz demedik, övündüğümüz o yeniledik dediğimiz tüm makine parkurlarımız araç gerecimiz meğer hiçbir işe yaramıyormuş. Keşke almasaydık. Boşuna masraf ettik. Zaten Allah’tan geldi. Bu bir doğal afet. Kendisi geldi, kendisi gider. Çok şaşkınız. Herkesin desteğini bekliyoruz. Tüm uluslararası meteoroloji uzmanları Trabzon’a bu karın nasıl düştüğünü bulmak üzere araştırma başlattı. Geçenki son 50 yılındı ama bu sefer ki son 57 yılın. Bir dahaki sene inşallah son 60 yılınkini bekliyoruz…

Diyeceksiniz ki, işi çok sulandırdın ama ne yazık ki böyle. İş bilmez yöneticilerin iş bilmez gökten zembille inme atama amirlerinin millete telefonda bir her şeyi hallederiz biz öyle belediyeyiz, böyle belediyeyiz deyip çuvallayınca Allah yardımcımız olsun diyenlerin..

Günün sözü  Taş devri taşlar tükendiği için değil, kafalar değiştiği için sona ermiştir.