2018’de geldi geçiyor, öylesine hızlı bir başlangıç yaptık ki Trabzon olarak, uçak kazası ile yüreğimiz ağzımıza geldi, ardından bir Cami projesi krizi, peşine Hüseyin Avni Aker ve Cephanelik.  Ay nasıl bitti anlamadık.

Uçak kazası… Kabus dolu bir gece…

Türkiye değil dünya günlerce bu uçak kazasını konuştu.

Amatör bir davranış sonrası yaşanan kabus dolu anların ardından, kimsenin burnunun kanamaması büyük şans, Allah’ın o mucizevi kudreti.

Başka bir şey değil, Uçağın denize düşmemesi, kanattaki motorun kopmasına rağmen tonlarca yakıtın alev almaması ve çamurun içinde atlayan yolcuların hepsinin tırnağı bile kırılmadan kurtarılmaları veya kendilerini kurtarmaları.

Profesyonel bir havacı bilgisine sahip olmamakla birlikte tahminlerimi aktarayım, uçak yağmur ve sis nedeniyle piste geç teker koydu, pist sonunda duramayacağını anladı,

Birinci ihtimal

Yeniden kalkmak istedi iki gaz kolunu hareket ettirmek için manevra yaptı, ama ne yazık ki aniden sadece sağ gaz koluna güç verdi.

İkinci ihtimal

Sağa manevraya hazırlanan kuyrukta kanatçıkların aksine, paniğe kapılarak sol yerine sağ motora güç verildi, terse manevra uçağı deniz tarafına savurdu.  

Zaten pilotların ilk ifadelerinde sağ motor aniden çalıştı sözleri bu iki ihtimali güçlendiriyor. Ama o motorun kendi kendine hareket etmeyeceğini de herkes bilir.

Sonuç %100 Pilotaj hatası diye tahmin ediyorum. Tabi yanılma payım da yüksek.

TRABZON’DAKİ YAŞAM ALANLARI

Trabzon bölgenin en büyük meydanına sahip bir şehir ama meydandan başka bir meydanı olmayan bir şehir.

İkinci meydanı yok. İkinci meydan için en uygun yer, Hüseyin Avni Aker Studyumu’nun bulunduğu arazi, burası deniz kenarı olmadığı için zeminini 4-5 kat alta inebileceğiniz bir alan.

Ortaya birkaç proje çıktı, en rezili ise belediyeye ilk ulaşanı idi.

Sabri Paşa Yiğit’in projesi.

İki tane gök delen misali bina, önünde bir avm benzeri yapı ve gerisi sosyal alan.

Şimdi alan 52 bin 500 metrekare.

Siz oraya iki bina koydunuz, birde AVM koydunuz.

Sadece Forum AVM’nin 72 bin metrekare üzerine kurulduğunu biliyor musunuz.

Bilmiyorsanız zaten bu işe hiç bulaşmayın.

Biliyor da projeyi böyle çiziyorsanız, siz başka bir şey yapmaya çalışıyorsunuz.

Şehrin yapısını geçmişini bilmeyen bir adama kalkıp proje çiz dersen böyle gelir elinde patlar değil mi?

Hatırlayalım: Sayın Recep Tayyip Erdoğan orası yeşil alan olacak diye vaatte bulundu, Sayın  İçişleri Bakanı Süleyman Soylu söz verdi, milletvekilleri, belediye başkanları söz verdi.

Yavuz Selim Yıkılmayacak dedi.

Ayrıca orası yaşam alanı olacak, yeşil alan olacak,  sosyal donatıları bol olacak, şehrin nefes alacağı bir yer olacak dedi.

Ama siz milletin gözüne soktunuz binaları, biz bunu çizdik deyip verdiniz belediyeye…

Belediyedeki şehri çok iyi bilenlerde! Gözlerini kapatıp binaları görmeden, AVM’yi görmeden, Yavuz Selim’in projede olmadığını  göremeden, yolladınız Ankara’ya.

Sonra ‘Bu tasarım’ dediniz.

Tasarım dahi olsa GÖN-DER-ME-YE-CEK-Sİ-NİZ.

Trabzon öyle isteyenin istediğini yapacak bir şehir değil. Yeri gelir en kralına resti çeker.

Hüseyin Avni Aker için bence şimdiden güzel bir mimarlık proje tasarımı yarışması başlatılmalı ve sonrasında şehrinde oylarıyla en güzeli o alana yapılmalı.

Yeşili bol geniş bir kent meydanı, bol yeşilli.  

Sağ olsun yoğun gündemine rağmen Trabzon’un her sorununa el atan, duyarsız kalmayan İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu o alan ile ilgili şehrin nefes alacağı bir proje üzerine çalışılmasını istemiş, orası yeşil alan olacak demiş. Bakalım o proje ne zaman ortaya çıkacak ve nasıl olacak. Eminim Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vadettiği gibi bir proje olacaktır.

Bu arada hatırlatayım mülk sahibi yani TOKİ Başkanı Ergün Turan Avni Aker ile ilgili herhangi bir projeyi onaylamadıklarını ifade etmiş.  

CAMİ YAPIMI DEVAM EDİYOR

Trabzon’da AK Partililerin yüzde 80’ninin Camiye karşı olduğunu telefonla arayan bir partiliden öğrendim.

Dedi ki ‘Yahu böyle bir yazı olur mu, biz kafirmiyiz, ne demek AK Partililerin Yüzde 80’i camiye karşı.

Hatta Sayın Cumhurbaşkanımız da istememiş diye yazmışlar’….

Bahsedilen yer Moloz’daki alan,

Şehir camisinin yapılacağı yer.

Adını Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın koyacağı yer.

Şaşırdım, ilgili yayın organını okudum, bu iddiaları söylediği iddia edilen Ankara’daki üst düzey bir Trabzonlu bürokrat..

O bürokratın söylediklerini ne İl Başkanlığı ne ilçe başkanlığı nede başka bir parti organı yalanladı.

Demek O bürokratın  dedikleri doğru.

Veya gazete söylenenleri çarpıtmış, alakasız tarafından yazmış. Duyduğunu değil yazmak istediğini yazmış.

Ama eminim O bürokrat bunun basına malzeme edilmesini asla ama asla istememiştir.

Sohbet esnasında Trabzon’da yaşanan ayrışmayı anlatmak adına söylemiştir.

Kendisi ile sohbetlerimizde, devlet  memuru olduğu için genelde kayıt dışı konuşuruz şehri tartışırız.

Önemli uyarıları olur, dikkate alır konuyu takip ettiririz. Şehri dert edinen birisidir.

Bu nedenle istemeyerek sohbet esnasında söylediği ifadeler, basının elinde kendi davasına çevrilen bir silaha dönüştürüldü.

Şehir Ak Parti’nin getirdiklerini, seçtirdiklerini, vaatlerini tartışır oldu.

Dediğim gibi onun da niyeti şehre en iyi ve hızlı hizmetin nasıl geleceği.

Türkiye’nin en güçlü bakanlığı bizdeyken bu gücü şehre nasıl yansıtabilirizin peşinden koşuyor.

Ama Trabzon zor bir şehir, herkes aynı şeyi farklı yollardan, farklı kişiler için, farklı kaynaklar ile düşününce, herkes iki ucu olması gereken tünel için 5 ayrı yerden kazı yapmaya başlayınca, birbirine kavuşmayan ve işe yaramayan 10
tane tünelimiz oluyor. 

Trabzon Şehir Camii ve Pazarkapı rekreasyon projesi için hazırlanan render görselini izledim, hatta tüm Trabzon izledi, kimileri beğendi kimileri o bölgede camiiye ne gerek var dedi. .

İnşallah o proje tamamıyla eksiksiz uygulanır. Şehre yeni bir yaşam alanı katılır.

İnşaat ile ilgili çeşitli iddialar yok değil. Harfiyatını kim almış, kim yapıyormuş. Çeşitli iddialar var ama hiçbirinin ayağı yerine basmıyor. Son olarak TRABEL’İn dolgu işini üstlendiği iddiası ortaya atıldı ama Trabel yetkilileri bunu yalanladı.

Kaç liraya mal olacakmış 35 milyon mu 50 milyon mu, 70 milyon mu? Milletin kafası da birbirini tutmayan açıklamalar nedeniyle karıştı. Parasını kim ödüyormuş, kim ödeyecekmiş,  bunlar kamuoyunun gündeminde.

Varsa gayri yasal bir durum gereğini gerekenler yapar.

Kim nasıl yapacak onu da tartışacak değiliz. Önemli olan devletin kasasıdan para çıkmayarak yapılacak olması.  Ne belediyenin ne de devletin kasasından para çıkmayacağı hususu özellikle belirtildi.

Yardım etmeyecek mi, edecek tabi ki, sonuçta bu camidir. Bu şehrin üst düzey yöneticilerinin talimatıyla camilere binlerce lira yardım yapılmadı mı? Belediyelerden beton, kum çakıl gönderilmedi mi? Seçim döneminde cami yardım derneklerine 100 binlerce lirayı bulan bağışlar yapılmadı mı?

Bunları unutmamak gerekir. Sırf karşı olmak için karşı olmamak gerekir.

Dün bu projeye evet diyenlerin bugün neden hayır dediğini de anlamış değiliz. Olsun biz bu çekişmelerin içine girmeyeceğiz.

Bizim derdimiz başka. Bizim derdimiz bu şehre bir şeyler yapılsın.

Bu şehre bir çivi çakılsın da kim çakarsa çaksın. Ölü rahmet bulsun da kimden bulursa bulsun.  Bu artık Belediyenin, AK Parti’nin bir vaadi, bir sözü bir yatırımı olmuştur.  

CEPHANELİK NEDEN DURDURULSUN?

Cephanelik tartışması devam ederken inşaatının da devam ettiğini hatırlatarak yazıma devam edeyim.

Cephanelik’in mezbelelik olduğu yılları bilirim, içkicilerin alem yeri, muhabbet yeri, silah atma yeri idi.

Ne bir aile gelebilirdi oraya ne de bir turist. Sağ olsun yatırımcılar çok güzel bir şekilde Cephaneliği eski haline getirdiler.

Canlandırdılar. Turizme kazandırdılar.

Alkışlanacak bir çalışma oldu.

Sonra eklemeler başladı, önüne bir kulübe, bir mutfak bir kafeterya. Olsun dedi Trabzon kamuoyu güzel oldu kimse sesini çıkarmadı.

Herkes Trabzon’a yeni bir çehre kazandırdığı için helal olsun dedi.  

Ama son manzara görselleri herkesin içini sızlattı.

İşletmecilerin hiçbir kabahati olmadığını bir kez daha söyleyeyim. Onlar devletin, belediyelerin, anıtlar kurulunun verdiği kuralları harfiyen yerine getirdiler.

Ama o manzara dedik ya içler acısıydı.

Aslında son hali de herkesin helal olsun diyeceği cinsten olacak.

Bundan şüphemiz yok.

Keşke işletme sahibi projenin tanıtımını kendini sayfasından değil, Perşembe günü yaptığı gibi basın huzurunda yapsaydı.

Neyse olan oldu, inşaat devam ediyor, çıkmış birileri Cephanelik durdurulacak, öyle olacak böyle olacak diyor.

Projenin son halini görmesine rağmen en ağır eleştirileri yapıyor.

Ama bir kişi çıkıp ta mahkemeye vermiyor, veremiyor. Neden. Madem tarihe ihanet edildi, madem yasaya uyun değil, o zaman bir kişi neden hala mahkemeye gitmedi. 

Velev ki durduruldu.

Mahkemeye verilse ne olur ki, işletmecinin kazanılmış hakkı var ortada.

Ruhsatı Veren Ortahisar Belediyesi

İmara İşleyen Büyükşehir Belediyesi

Projeyi onaylayan Anıtlar Kurulu.

Hepsi devletin ve milletin kurumu.

Diyelim mahkemeye verildi, mahkeme durdurdu (İnşaatın kabası bitmiş neyi durduracaksa) , devletin iki belediyesini ve anıtlar kurulunu haksız buldu.

Ne olacak?

Bu kez işletme sahibi izin aldığı, ruhsat aldığı, projesine onay aldığı kurumları mahkemeyi verir, inşaatı yıkar harcadığı parayı Anıtlar Kurulu’ndan, belediyelerden alır.

Söke söke de alır.  

Peki ya devletin kasasından çıkacak bu paranın vebali kimin üzerinde olacak. Tabi ki o inşaatın yapılmasına onay verilen yazıların altında imzası olanların.

Benim görüşümü sorarsanız, ben belediye başkanı olsam, anıtlar kurulu üyesi olsam, o yapıya  baştan izin vermem, eski haliyle devam etsin derim.

Ama bu saatten sonra, olan olmuş, devleti de milleti de daha fazla zarar uğratmadan, proje sıkı sıkıya takip edilerek santimi santimine görsellerdeki gibi olması sağlanmalı.

Ortaya aksi bir şey çıkarsa o zaman eyvah demenin bir manası yok.

Günün sözü:
Dünya herkese yetecek büyükIükte. Onun için, başkasının yerini kapmaktansa, çaIışarak gerçek yerinizi buIun.