Günümüz şartlarında işletmeler ve firmalar rekabette bir adım daha öne geçebilmek için lojistik faaliyetlere çok önem vermektedirler.

Bu anlamda bakılıp diğer sektörlerle kıyaslandığında hızlı bir gelişmenin olduğu ve ülke ekonomisinde önemli bir sektör olduğu ön plana çıkmaktadır.

Onun içindir ki ülkelerbu yöndeki eksikliklerini tamamlamak için ciddi bir yarış içine girmişlerdir.

Ülkemiz hem coğrafi konum ve hemde genç nüfus itibariyle bu gelişmelerden yararlanıp en büyük payı alabilecek kriterlere sahip olmasına karşın , maalesef alt yapı yetersizliği, yasal eksiklikler ve planlamaların yapılmamış olması nedeniyle bu fırsatlardan gereği gibi yararlanamamaktadır.

Ülkemiz bu fırsatı kaçırmakla kalmamış gelişen ekonomiler, teknolojiler ve bilgi üretimindeki performasyonlardan da yararlanamayarak lojistikte geç kalınmıştır.

Yani eskimiş bir çok bilgi ve gelişmeler ülkemizde yeni geişmeymiş gibi kullanılmakta bu husus da rekabet gücümüzü önemli ölçüde zayıflatmaktadır.

Küreselleşmenin etkisiyle önem kazanan lojistik sektörü gerek dünya ekonomisinde ve gereksede dünya ticaretinde etkin olmaya başlamıştır.

Durum her şeyin daha üst düzeyde hızlı bir şekilde belirlenmeye doğru giderken ilimiz ve ülkemizin neden bu yarıstan koptuğunu anlamak mümkün değildir.

Trabzon 1461 yılında fethetilmiş olup, aradan geçen 561 yıl içerisinde her konuda gelişemediği gibi ipek yolu ticaret imkanınıda muhafaza edemeyip yok olup gitmesini sadece seyretmekle yetinmiştir

.Ortaya konulan hiç bir proje hayata geçirilememiş sadece çalıştay, konferans ve yurt dışı gezilerle zaman akıp gitmiş bir şey üretilememiş ve biriktirilememiştir.

Halbuki Trabzonun ilk kentsel planlaması ATATÜRK'ün talimatıyla 1937 yılında Fransız şehir plancısı Jagues H.LAMBERT tarafından yapılmış olup, bu planı dahi hayata geçiremeyen yetkililer torunlarına bıraktıkları işte bugün içinde yaşadığımız Trabzon. Yani Trabzon olması gereken yere taşınamamış ve taşınamamaktafır.

Trabzon tarihi misyonundan uzaklaştırılmış elindeki varlıkları  da gittikçe kaybetmekte ve insanlar doğdukları topraklarda dotamadıkları için ilimizi terk etmektedirler.

PEKİ NE OLMALIYDI;

●--Lojistik sektörün bileşenleri Dwniz, Hava, Karayolu ve Demiryoludur.Bunlardan ilk üçü var ama dörtüncüsünün 1946 yılından beri yani 76 yıldır hala hayata geçirilememesi, 

●-- Trabzon'un sırtını denize dönmekten kendisini kurtaramaması,

●--1937 yılından itibaren(Mevzii, Revize Ve Yeni imara açılan sahalar) bir çok imar planı yapılmış olmasına rağmen , bu imar planları hazırlanırken hiç birinde MASTWR plan'ın gündeme gelmemesi, 

●--İmar planlarında lojistik bölge olarak ayrılacak bir alanın olmaması, 

●--İlde yeni bir şey olacakmış gibi yıllardır ssnal tartışmaarın devam etmesi,

●-İlin misyonundan gelen siyasi, ekonomik, kültürel ve diğer toplumsal varlıkların kullanılamaması,

●--Trabzonda zengin olan insanların hiç arkalarına bakmadan ili terk etmeleri,

●--İlden her yıl önemli ölçüde olan sermaye çıkışının önlenememesi,

●--Siyaset, Ticaret,STK.ve Üniversitenin bir araya gelememesi,

●--Şehrin gelişmesine yönelik hedefler belirlense dahi bu imkanı hayata geçirecek eylemlerin çok cılız kalması,

●--Trabzonun iş adamı, idarecisi ve siyasetcisinin kronikleşmış olayları kanıksamaları,

●--Trabzonun 1461 yılından itibaren işlenmiş verilerilerinin gelişmeye endeksli kullanılamaması,

●-- İpek yolu gibi tarihe not düşmüş olan çok önemli bir ticaret olgusunun ileriye yönelik olarak muhafaza edilememesi bir tarafa yerine yeni bir seçenek koyulamaması, 

●--Lojistik bölge olarak kullanılabilecek bir alanın ayrılmasının yıllardır skıllardan uzak tutulması, 

●--Dünyada Endüstri dört sıfır tartışılırken Trabzon'un hala  ÜÇ (T) formüllerini tartışmaya başlayalı yıllar olmasına karşın ortada çeyrek T'nin olmaması

Gelinen son aşamada Lojistik Üs olma anlamında tüm imkanlara sahip an Trabzon maalesef bu tarihi fırsatı bizzat elleriyle Rizeye teslim ederek çok önemli bir fırsatı kaçırmıştır.

Buradan elde edilecek GSMH ve istihdam imkanı Trabzon için boşuna harcanan tarışma aleminin hayallerinde kronik bir malzeme olarak kalmaya devam edecektir.

Artık DEMİR YOLUDA 76 yıldır tartışılıyor olmasıda bu işinde olmayacağının kanıksanmasından başka bir anlam taşımaktadır.

Neticede GEÇMİŞ OLSUN LOJİSTİK ÜS VE GEÇMİŞ OLSUN TRABZON DEMEKTEN BAŞKA ÇARE KALMAMIŞTIR.

AFİYET OLSUN RİZE.