Ülkemizin yerel sisteminin arka planı realiteden uzak bir takım tasarruflara yönelik olarak kapsamlı değişiklikler yapılarak,özellikle büyükşehir olma özelliğine sahip olmayan iller büyükşehir belediye sınırları il mülki sınırlarına kadar genişletilerek Türkiyede;16563 köy ve 1358 belde belediyesinin tüzel kişilikleri kaldırılmıştır.İlimizdede kent merkezleri hariç kırsaldaki tüm köyler ile 57 belde belediyesi aynı uygulamadan nasibini almıştır.
Neticede hizmet vatandaşın ayağının dibindeiken,şimdi ise hizmete ulaşma olasılığı azalmış ve kapatılan belde belediyesi mahalleleri mahrumiyeti yaşamaktadırlar.Ancak;o mahallelerde yaşayan insanlar sadece emlak vergisi ödeme zamanı hatırlanır olmuşlardır.
Yasanın yürürlüğe girmesiyle büyükşehir belediyelerine tarım ve hayvancılıkla ilgili her türlü hizmet verme yetkisi ön plana çıkarılmıştır.
Bu yetkilendirme ile,tarımsal altyapı,sulama,tohum,gübre dağıtımı,bitki koruma,sebze fidesi dağıtımı,biyolojik mücadele,organik tarım,toprak analizi,verimliliği artırma,çiftçi eğitimi ve toprağın korunması yanında daha bir çok konu üzerinde hizmet vermeleri yasallaştırılarak çiftçinin desteklenmesinin önü açılmıştır.Ancak bu işlerin hayata geçirilmesi için çiftçi kooperatifleri,birlikler veya daha değişik sosyal oluşumlar ile paydaşlıklar bugüne kadar şekillendirilmemiş,hatta çiftçilerin büyük bir kısmı bu hizmetlerin büyükşehir belediyesi tarafından verildiğini bilmemektedir.
Tüm bu olumsuzluklara karşın üçüncü beş yıla girerken merkezi idarenin yerel temsilcileri hiç bir oluşumla bırak görüşmeyi kurumsal bir platform oluşturulmamıştır.Sadece bu kadarmı,büyük şehirlerdeki tarım daire başkanlıklarının çalışma usul ve esasları hakkındaki yönetmelikler ile tarımsal destekleme yönetmeliği gibi çalışmalar yıllar geçmesine rağmen bir kelimesi dahi yazılmamıştır.
Bu bağlamda bazı büyükşehir belediyeleri kısmen çalışmaları tamamlayarak sahaya intikal sağlamışlardır.Tarımsal faaliyetler yapısı itibariyle hayvansal ve bitkisel ürünler üretmek üzere sosyo-ekonomik bir etkinlikler bütünüdür.Bu yapı ve üretim tamamen insanların ve hayvanların beslenmesine yönelik olarak ihtiyaçların teminine cevap vermek için kullanılmak üzere süreci içine alan kapsamlı bir potansiyel ve istihdam sektörüdür.
Buradan çağrışımla eski köy yeni mahalle yani mahalle olan bu yerleşim yerleri büyükşehir belediyelerinin bir parçası haline gelerek,bu mahalleleri kent merkezi mahallelerinden ayırmsk için "KIRSAL MAHALLE" kavramı kullanılmaya başlanmıştır.Neticede tarımda ve gıdada kriz yavaş,yavaş ön plana çıkmaya başlamıştır.Bu krizin,iklim değişikliği,savaş ve iç karışıklıklar,ekonomik dalgalanmalar,olumsuz hava koşulları ve çiftçilerin tarımdan uzaklaşmaları gibi faktörler etkili olmuştur.
Gıda zincirinin bozulmasıyla yükselişe geçen fiyatlar hala önlenemeyerek devam etmrktedir.Temelde gıda güvenliğinin iki ön koşulu süreklilik ve talebi karşılayan üretimin sağlanmasıdır.Burdan haraketle iktisadi koşullara bağlı olarak insanların gıdaya erişiminin önünün açık olması temel şarttır.Durum bu düzeyde olması gerekirgen tarımda tedarik zinciri kırılarak arz yönünde ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır
Tarım politikalarının yanlışlıkları yüzünden insanların en temel besin ihtiyaçlarının karşılanamaması toplumsal iktisadi zorluklar ve marketleri ellerinde bulunduran özel sektör dörtnala hergün zam yapmaya devam etmektedir.İşte tamta bu aşamada büyükşehir belediyelerinin tarımdaki rolleri çok önem taşımaktadır.Zira önceden il özel idaresi tarafından verilen hizmetler artık büyükşehir belediyelerine devretilmiştir.Ancak,bir çok belediye sanki görevleri değilmiş gibi konuya uzak durmaktadırlar.
Aslında belediyelerle çiftçilerin el ele olması gibi zorunlu bir dönem yaşanırken maalesef bu konu ile ilgili olarak bir el broşürü dahi hazırlanmamıştır.Büyükşehir yasasıyla yerelde tek aktör haline belediyeler ,artık hizmet götürme sürecinin tek yetkilisi olmuşlardır.
Bu aşamada belediyeler yerel üreticiler ve kooperatiflerle bir araya gelerek toplantılar yapılıp,üretimden pazarlamaya kadar her aşamada beraber haraket etmelidirler.Zira bu paydaşlıkların oluşması üreticiyi ve üretimi olumlu etkileyecek dolayısıyla ,gıda güvenliğine ilişkin daha verimli ve etkili hizmet sunulmuş olacaktır.
SONUÇ OLARAK;her kentin tarımsal kapasitesi açığa çıkarılmalıki kentlerin tarımsal yeterlilik düzeyleri belirlenmiş ve artırılmış olsun.
İşte bu çerçevede gıda güvenliğinin tesis edilmesinde temel rolde ortaya çıkmış olacaktır.Onun için büyükşehir belediyeleri yasalardan kaynaklı yetki ve görevlerini acilen hayata geçirmeleri çok ciddi bir zorunluluk ve toplumsal bir sorumluluktur.