İktidarıyla, muhalefetiyle, belediyesiyle, vilayetiyle, bürokrasisiyle Trabzon birilerine peşkeş çekiliyor.

Ne Trabzon haklının sağlığını düşünen var samimi bir şekilde.

Ne şehrin tarihi yapısını dokusunu…

Ne gelecek nesli…

Ne milli serveti…

Yollar Superonline’ye, ÇEDAŞ’a peşkeş çekiliyor…

İnsanların sağlığı müteahhitlere, medikalcilere, egosunu tatmin etmek isteyenlere peşkeş çekiliyor…

Her tarafa çimento tozu yağarken ikinci siloları kurduranlar bu şehrin insanlarının akciğerlerini satıyor sermayeye, bile bile, üç beş kuruşluk bağışa, vergiye…

Tabii ki şehri yönetenlerin Trabzon’un zirvesinde çamların arasında tertemiz mis gibi havayı soluyup uyuyor, geceleri görmüyor bu şehrin üzerinde kara bulutları yaz mevsimi olsa bile…

Limandan yükselen hafriyat tozları kimsenin gözüne batmıyor çünkü Soğuksu’dan görülmüyor net olarak Çömlekçi’de vatandaşın çektiği eziyet, soluduğu kömür v.s.

Doktor ayaklarına gittiği için, veya ilimizi yönetenlerin birçoğunun doktor olması nedeniyle anlamıyorlar Kaşüstü’ne iki kez gidecek bir emeklinin cebinde otobüs bileti alacak parasının kalıp kalmadığını.

Veya bu sıcakta belediye otobüsüyle bir günü yollarda geçirmenin nasıl bir eziyet olduğunu…

Hiç sağlık ocağına gitmediğiniz için, hastaların sırasını çalıp, doktora numune adı altında eşantiyonlar getirdiklerini duyduğumuz ecza mümessillerini göremiyorsunuz…

Eskortlarınız sizleri hep asfalttan getirdiği için Yenicuma’nın, Kaymaklı’nın, Erdoğdu’nun ara sokaklarında patates tarlasını andıran cadde ve sokakları göremiyorsunuz. Görmemek içindir beklide o simsiyah gözlükleriniz, camlarınız, arabalarınız.

Çünkü oralarda Karadeniz Doğalgaz’a peşkeş çekildi… Adamların 1 ayda yapacağı işe 3 ay göz yumdunuz. Trabzon halkını toza toprağa boğdunuz.

Raylı sistemi şehre rantabl değil diye getirmeyerek, her gün 750 tane minibüsün benzin, mazot yakıp, binlerce liralık arabalarını heba etmesini seyrederek akaryakıt şirketlerine, büyük otomotiv şirketlerine bu şehri peşkeş çekiyorsunuz.

Trabzon-Erzincan yolunu bile bile geciktirerek veya beceriksizliğinizden 10 yılda bir arpa boyu yol aldıramayarak, yine büyük nakliye firmalarının ekmeğine yağ bal sürüyorsunuz.

Yerinde eğitim deyip her okulun önündeki onlarca servis minibüsünü görmezden gelerek, velilerin her ay cebinden binlerce lirayı başkalarını cebine koyanlar sizler evet sizler zannediyorsunuz ki…
Mahallesine gidip çocuğuna oyuncak verdiğim anne babayı kandırdım.

Evine gidip anacuğum deyip sarıldığın ama aylardır kırmızı ete hasret o ailenin gönlünü aldın…

En son kapısını geçen ramazan çaldığın ailenin kapısına bıraktığın kuru kumanya kolisiyle büyük iş başardın.
Millet yol istiyor… Millet temiz hava istiyor… Millet temiz su istiyor… Millet betondan kurtulmak istiyor. Millet Boztepe’de piknik yapmak istiyor. Otel değil. Millet sahilde rahatça ulaşabileceği tuvalet istiyor. Millet trafikten kurtulmak istiyor… Millet büyük para babalarının inşa ettikleri dev apartmanların gölgesinden kurtulmak istiyor… Millet hizmet istiyor. Millet düşünen üreten, halkın menfaatine bir şeyler yapan yöneticiler istiyor… Anında çözüm üreten yöneticiler istiyor… Öyle 3 ayda 5 ayda değil. Konuşabileceği, ulaşabileceği, korumalardan, şoförlerden aralarına set duvarlar kurulmuş yöneticileri bu şehir istemiyor. Öyle yaparız ederizle, iki koli kumanya, iki paket çimentoyla, iki büz, iki su borusuyla bu iş olmuyor.

Emniyet’te vatandaşın yüzü gözü morarıyor gören duyan bilen veya tepki koyan var mı?

En mahrem görüntülerimiz basına sızıyor ama kimin umurunda.

Daha okulların tadilatlarına başlanmamış, kaymakamların bilinçsiz talepleri yüzünden.

Neymiş tamir tadilatı onlar yapacakmış, daha erken yaparlarmış.

Var mı teknik elemanın? Var mı satın alıcın? Var mı projecin?

Sağlık İl Müdürlüğü var mı, yok mu belli değil. Hastaneler seyyar oldu, müdürün bile kafası karıştı.

Muhalefet kendi derdinde, iktidar genel merkezin emrinde gerisi…. Boş işler peşinde.
Trabzon’a yazık oluyor, hepiniz bu şehre yazık ediyorsunuz. Trabzon’a konsantre olmuyorsunuz. Şu sıralar işler kötü, esnaf ve işverenin ayakları tam yere basmıyor. Aileler geçim derdine düşmüş. Ama bu milletin ayağı düz bassın az kafasını rahat etsin ve size konsantre olsun. Bakalım sırça köşklerinizde bu kadar rahat oturabilecek misiniz.

Saygılarımla….