Yaz gelsin de birkaç Arap turist bulur, arabaya atar, Uzungöl'e, Sümela'ya götürürüm… Sonra da "hadi güle güle" derken cebime üç beş kuruş atarım diyenler için kötü haber. Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Emir ve Yasaklar Yönetmeliğini güncelledi ve özellikle turist taşımacılığı yapan ama herhangi bir izin, ruhsat, belge vs. olmayanlara artık “dur bakalım nereye gidiyorsun?” deme yetkisini aldı.
Bu işin aslında sessiz sedasız dönen büyük bir kısmı vardı. Yaz aylarıyla birlikte Trabzon, adeta minibüs dolmuşuna dönüyordu. Kimin ticari plakası var, kimin aracı özel; kimin işi turizm, kimin işi “turist avı” belli değildi. Hal böyle olunca da kayıt dışılık tavan yapmıştı. Ne vergi var, ne sigorta, ne güvence. İşin ucunda hem kamu zararı var hem de memleketin itibarı.
Şimdi belediye de denkleme girince oyun değişti. Artık sadece jandarma veya polis değil, zabıta da müdahale edebilecek. “Ben seni gezdiriyorum abi” diyerek şoförlük yapanlar, bir sabah kendilerini ceza makbuzunun önünde bulabilir. Hem de yalnızca trafik açısından değil, doğrudan belediye eliyle idari işlemle...
İşin güzel yanı şu: Bu aslında kayıt dışılığa atılan ciddi bir tokat. Herkes eşit şartlarda çalışacaksa, bu işin ruhsatı olanına da bir adalet sağlanmış olacak. Zira yıllardır belgeyle çalışan, sigorta ödeyen, ruhsat alan turizmciler, “belgesiz korsanlar” yüzünden haksız rekabete uğruyordu.
Ama işin diğer tarafı da şu: Bu madde uygulanacak mı, yoksa sadece bir ‘gözdağı’ olarak mı kalacak? Çünkü sahada uygulama yapılmazsa, bu yönetmelik sadece kağıt üzerinde kalır. Umuyoruz ki belediye bu konuda kararlı olur. Hem turistin güvenliği hem de şehrin itibarı açısından önemli bir adım.
Sonuç? Trabzon'da artık “turistten para koparırım” kafasıyla hareket edenlerin işi zor. Sistemli, belgeli, düzgün iş yapanların önü açılırsa hem turizm gelişir hem şehir nefes alır. Yoksa bu işin ucu, bir gün turistin başına kötü bir şey geldiğinde hepimize dokunur.