Şöyle arkanıza yaslanın. Sakinleşin, derin nefes alın ve düşünün.

Çok değil birkaç yıl önce.

Trabzonspor’un seçimli genel kurulu yapılıyor. Tarihinin en fazla başkan adayı. Müthiş bir şey. Yok böyle bir aday bolluğu.

Her köşe başında ilginç pazarlıklar. Gece yarısı buluşmaları. Ortada dönen dolaplar, cüzdanlı kapşonlar.

Bazı başkan adayları ilginç pazarlıkların sonunda tel tel dökülüyor, yiğitliğe vezal gelmesin diye kehren liste çıkarıyor. Aralarında iyi niyetli cesur insanlar var. Deniyor ki, daha bilmem neleri denize ulaşmadı. Aşağılanıp, horlanıyor.

Kazanması muhtemel görülen liste ve adayı burnundan kıl aldırmıyor. Gözlem o ki, bu adama kulübü alırsa, kapısından içeri giremeyiz.

Ve bir gecede dikkatler İbrahim Hacıosmanoğlu’na dönüyor. Masalar kuruluyor. İlginç pazarlıklar sonuç veriyor liste yapılıyor. Algı belli. Hacıosmanoğlu diğerlerinden hem başka hem cesur hem de delikanlı.

Sonrası malüm.

İlk 10 sandık, Hacıosmanoğlu’na desteği verdiğinde Trabzonspor’un bugünkü kaderi belli oluyor.

Süreç içinde Hacıosmanoğlu kontrol edilemeyen güç olunca işler değişiyor. O’na yol verenler düğmeye basıyor. Trabzonsporn sevdası hassasiyeti kamuflajı ile kamuoyu oluşuyor.

Şimdi, buradan sesleniyorum.

Dün, Hacıosmanoğlu’na karşı kendilerine yol verilmeyenler;

Hacıosmanoğlu’na yol verenlerle farklarını ortaya koysunlar.

Trabzonspor sevgisi sedvası gibi soyut bir tanımlamanın çerçevesi içerisine sığınmasınlar.

Farkınızı, farklı olduğunuzu hissettirin.

Dün size yol vermeyenlerle bugün kol kola görüntünüz, Trabzonspor sevgisinden çok çıkar ve kafa kol ilişkileri ile tanımlanacak çirkinliğe geldi.

Kamuoyu adına sizden farklı olduğunuz hissettirmenizi bekliyoruz.

Hacıosmanoğlu’na yol verenlerle aynı kulvarda olmayın.

Onlar, kapalı kapılar ardından özeleştirilerini yapsalar da. Biz yanlış yaptık hiçbir beklentimiz yok deseler de çıkın deyin ki, bize değil bunu topluma söyleyin. Toplum nezlinde özeleştirinizi yapın.

Şu süreçte iki adamı taktir ediyorum.

Biri Muharrem Usta diğeri Celil Hakimoğlu.

İkisi de Hacıosmanoğlu’na karşı örgütlenen muhalif oluşumdan farklı olduğunu hissettiriyorlar. O cephenin içinde yer almıyorlar. Dünün bu kötü manzarasına zemin hazırlayanların ekmeğine yağ sürmüyorlar.

O nedenle sözüm onlara değil.

Sözüm, Hacıosmanoğlu’nu omuzlayıp, Hacıosmanoğlu’nun iddiasına göre “Kulüpten nemalanmalarını kesince cephe oluşturdular” dediklerine.

Hacıosmanoğlu’na karşı olmanın günümüzde şartı şudur.

Hacıosmanoğlu’na yol verenlerle aynı safta olmamaları. Farklarını hissettirmeleri.

Trabzon sizden bunu bekliyor.