Daha önce üç kere gittiğim, evimizin rızık kapısı, babamın gurbeti Berlin’e bu sefer hayırlı bir için gitmek nasip oldu.
Şehirlerin akılda kalan yerleri, mekânları olur. Trabzon’da Meydan, Boztepe, Ayasofya, Köşk, Sümela; Ankara’da Ulus, Kızılay; İstanbul’da Taksim, Sultanahmet gibi.
Tabi ki listeler uzar gider.
Berlin’de de bahçesinde bir Türk Mezarlığı olan ve Cuma vaktinde dünyanın her tarafından gelen Müslümanlarla dolup taşan Şehitlik Camisi akılda kalacaklardan biri.
Bunun yanında tabi ki çok yer var.
Dünyanın sayılı şehirlerinden biri Berlin.
Dümdüz biz ova.
Bütün bunların yanında asıl akılda kalan yanı yeşilliği.
Allah vergisi iklimi ve insanların yeşile aşırı saygısı nedeniyle her taraf; parklar, bahçeler, yol kenarları, evlerin önleri, arkaları nereye bakarsanız ağaç.
Alamancılar hep anlatır durur da zaman zaman gına gelir ya bize.
Gerçekten anlatılacak, gidilip görülecek şehirlerden biri.
Bisiklet kullanırken aldığım haz ve duyduğum öz güveni de anlatmıyorum.
***
Bir çalışma vesilesiyle Adana’da bulunduk birkaç gün.
İlk gün gördüklerimiz, karışıklık, havada uçuşan poşetler, göl kenarındaki keşmekeş rahatsız etse de büyüklüğü, insanının sıcaklığı, lezzetleriyle, geniş cadde ve sokaklarıyla dikkat çeken şehirlerden biri.
Beş gün konakladığımız Nezihe Yalvaç uygulama oteli birkaç yıldızlı otel konforunda.
Büro çalışanlarından öğrencilere, kat görevlilerine kadar herkes ilgili ve güler yüzlü.
Bütün bunları sağlayan da okul müdürünün insan odaklı yönetim anlayışı.
Kendisiyle tanışmadım, konuşmadım ama personelden öğrenciye herkes memnun.
Ne diyelim?
Darısı sayılarının artmasına.
***
Şehrimi seviyorum.
İnsanıyla, doğasıyla, deniziyle…
Lakin daha güzel olabilir.
Deniz dolgusunda aşırıya gidiyoruz.
Betonlaşmada aşırıya gidiyoruz.
Alt yapısız işler yapıyoruz, alt yapı sonradan gelir diyoruz, gelmiyor.
Şehir içi yollarımız ciddi şekilde iyileştirilmeyi bekliyor.
Zemini bozuk, çukurlu tümsekli yollarımız fazla hala.
Ve hala iki aracın yan yana geçemeyeceği birçok yol var.
Ne kadar daha böyle devam edebilir?
Her yer Meydan değil, her yer Ganita değil, her yer Millet bahçesi ya da Trabzon Botanik değil.
Hiçbir dükkân sadece vitrinden müteşekkil olmaz ve sadece vitrinin tozları alınarak temiz kalamaz.
Neşteri bir yerden vurmalıyız artık.
Trabzon’a Kanuni Bulvarı ve Tanjant haricinde
daha çok köprü daha çok viyadük lazım.
Kantsel dönüşüm anlayışımız sadece yeni binalar yapmaya kadar indirgendi.
Zağnos vadisinin dibini tıkış tıkış bina doldurduk.
Vadileri daha cazip hale getiremedik.
Birini okuldan kaçan çocuklara, diğerini astronomik ve komik otopark ücretlerini vermek istemeyen şehir sakinlerine terk ettik.