Türkiye genelini bilmem ama, Ak Parti; Trabzon genelinde oyunu azaltmasına rağmen kazandı.

Kaybederek kazanmasının en önemli faktörü;
milletvekili adaylarının kalitesi ve sıralamasıdır.

Trabzon’da AK Parti’nin aday sıralaması bir dava değil kitle partisi olduğunun kanıtıdır.
Hala AK Parti’yi kitle partisi olarak görmeyenler, dava denilen bir sınıra hapsedeceklerse, buyursunlar gitsinler SP’sine.

Başka türlü bir liste sıralaması, Ak Parti’yi Trabzon’da yerlerde süründürürdü.

Bunu çok iddialı ifade ediyorum.

Partinin iki numaralı adamı liste birde olmasına rağmen, teşkilatlarda akort bozukluğunun getirdiği sıkıntı sandığa yansıdı.

Böyle bir adam gelmeseydi, AK Parti yerlerdeydi. Kendi kendinin kurdu olacaktı.

Ak Parti’nin 12 yıldan bu yana her anlamda iş başındaki dinamiğinin taban ve seçmen ile olan diyaloğundaki mesafe; bu seçimlerde aday profili ile en asgariye indirilmiştir.

Şimdi bana söyleyin.

Ayşe Sula Köseoğlu; isteksiz mi çalıştı, canla başla mı koşturdu. Tabadan kopuk bir aday mıydı.

Ya da Muhammet Balta.

Ya Adnan Günnar.

6 yıl süre ile teşkilatın bütün yükünü sırtladı.

Salih Cora.

Kim diyebilir ki, listeye yakışmadı.

Ak Parti’nin Trabzon’daki oy kaybının nedeni, 12 yıllık iktidarının, parti kadrolarında hala etkinliği olan kibirli insanların tavır ve hareketleridir.

Her gün, partiye yığınla şikayet geldi. Belediyelerdeki çifti standartlı yönetim biçimi anlayışla ilgili olarak.

Belediye başkanlarının “Bakan’lardan” bile daha fazla koruma ile sokakta dolaşması, halkla birlikteyim diyerek aslında parti içindeki bazı dinamiklerle kol kola girerek partide istikbal aramalarının sonucu, Trabzonlu küstü ve kendine en yakın parti MHP’ye döndü.

Partide partinin değil birilerinin adamı olmak daha önemlileşti.

Bırakın oy verenleri, parti içinde ötekileştirme başladı.

Yerel yönetimlerin partiye oy kaybettiren basit ama ağır bir hatasından bahsedeyim.

Trabzon büyükşehir olunca, devasa bir kurum kapatıldı. O kurumda, çalışanlar aileler ve de yakınları ile birlikte 10 bine yakın oy potansiyeli vardı.

Çalışanların çoğu, “Havuza” alındı, sağa sola dağıtıldı. Bütün belediye başkanları bu insanlara doğru konuşmadı. Gittiğiniz yerde, özlük haklarınıza bir zarar gelmeyecek dendi. Mahkemeye gitmemeleri için belge imzalatıldı. Sendikalar ayartıldı. Sonra bu çalışanlar çeşitli kurumlara gitti.

Karayolları, Çevre Şehircilik, Milli Eğitim, Sağlık, Emniyet Vs.

Gittikleri yerde bir anda maaşları 500 liraya yakın azaldı. Eleman fazlasısın denilen Belediyelere, yüksek maaşlarla kayık kadrolara atama yapıldı. Başkanlar parti istikbali için değil  partide şahsi çıkarlarına katkı sağlayacak alımlar yaptı. Hem havuza gönderdiğin insanlara “Fazlalıksın” diye kovdun, peşine işe partili değil adamını aldın. Bu Ortahisar Belediyesinde ciddi şekilde göze battı.
Asgari ücretin, 900 lira olduğu bir ortamda bir çalışanın maaşı 500 lira eksildi. Bu reva mı?

Ve acıdır, büyükşehir ile ilçe belediye meclislerinde üye olarak emek sarfetmeden tepeden gelenler il başkanının odasının bırakın  kaçıncı katta olduğunu adresini bilmiyor. Bir kere il binasına gelip, teşkilat ile içli dışlı olmamış. Nasıl olsa benim adamım başkandır diye.

Sonra sandıkta, niye bana oy gelmedi.

Bu kafaya daha çok oy gelmez.

Kimse Ak Parti’de;

Yeni atanan il yönetimine, milletvekili sıralaması ve tercihlerine sebep bulmasın.

Partinin ciddi bir kendi içinde hesaplaşmaya ihtiyacı var.

Partilisinden kaçan, seçmeninin gözüne bakamayan yöneticiler türedi.

Seçimi çantada keklik gören Ak Parti’de gelecek arayan bazı alicengiz oyuncuları ile bütün il ve ilçe belediye başkanların  bir özeleştiri yapsın.

Bölgenin en can damanı çay’da seçim arifesinde “Kota” uygulayan Çay Kur’un genel müdürüne laf edemeyip, parti il yönetimi  ahenkli çalışmadı diyenler samimi  değildir.

Kibirli, topluma üstten bakan, son model aracına sisli cam takan aracının plakasını AKP diye değiştiren adamın, varoş mahallesinde oy istemesi gibi absürt bir ruh halini alan Ak Parti’nin bir dava partisiyim sözü de tutmadı. 

2002’de Ak Parti’yi iktidara taşıyan, Erdoğan’a yüzde 52’in üzerinde oy veren kitlenin derdi, dava değil; cebindeki ekmek parasının payını büyütmektir.

Sen, yerelde iktidarın nimetlerini partinin tabanında bile partide hesap yaparak kendi adamına göre şekillendirirsen oy kaybedersin.

Şimdi sözü Ak Parti’nin bütün milletvekillerine.

Siz siz olun kendiniz olun.

Parti dengelerinde birine piyon olmayın.

Milletvekilisiniz, rotayı siz belirleyin.

Belediye başkanlarına çekin düzen verin.

Yoksa, olası bir erken genel seçimde, milletvekili unvanını da kaybedersiniz.

--------------------------------------------------------------------------------------------
YARIN: MHP’nin başarısının sebepleri ve MHP’nin geleceğini yazacağım.
--------------------------------------------------------------------------------------------------