Bittiğinde şöyle haberler okuyacağız.

Trabzon şehir hastanesi bittiğinde, şöyle haberler okumaya hazır olun.

Maç saati, ambülanslar yol alamadı.

Maç saatinde, trafik tıkandı hastaneye gidilemedi.

Maç saati dışında da benzer serzenişler olacak.

Trabzon’un şehir içindeki her hastanesinin güzergahı değişik.

Hem sağlık personeli hem de hastalar bu nedenle değişik güzergahları kullanıyor,

Şehir hastanesi açıldığında, sağlık personeli de hastalar da aynı güzergahı kullanacak.

Peki, bu güzergah yoğunluğu kaldıracak mı?

Maç günleri dışında da problem.

Umarız, alternatif çözümler bulunur.

Hiç inandırıcılığınız yok…!

Memur sendikaları toplu sözleşme görüşmeleri öncesi, önerilerine sundu.

Sundukları önerilerden bir adım geri gitmeyeceklerini de söylediler.

Peki, ne kadar inandırıcı?

Her pazarlık öncesi böyle pozisyon alıyorlar.

Sonra bir yerlerden(!) zılgıtı yiyince gelecek dönemde işi havale ediyorlar.

Kabul edelim, sendikacılık ne yazık ki öldü.

Sendikalar aralarında bölünmüş.

Güçsüz.

Sadece söylemde cesaretli.

Ama işi pratiğe döndüğünde teslimiyetçi.

Memur kardeş, çile yine senden yana.

Güvenme sendikalarına

Mesut Yılmaz’ın önü kesildi

Trabzon’da yaşadığım, gördüğüm içinde olduğum bir anımı paylaşayım.

Kamu işçilerinin sözleşmesi bir türlü imzalanmıyor.

Mesut Yılmaz, Başbakan.

Rize’ye geliyor.

Yol-İş sendikasının Trabzon’daki üyeleri, Yalıncak’da şimdi Büyükşehir ek hizmet binasında, toplandı.

Mesut Yılmaz, Trabzon havaalanına indi.

Başbakanlık otobüsü ile Rize’ye geçecek.

O toplanan kamu işçileri, hemen karayoluna gitti. Oturdu, trafiği kesti.

Mesut Yılmaz yolunu kesen işçilerin sendika liderleri ile otobüstü görüştü.

Ankara’ya döndü.

Üç aydın imzalanmayan toplu sözleşme işçilerin de büyük çoğunluklu istekleri kabul edilerek imzalandı.

Kıssadan hisse.

Aşı olmayanları damgalasak mı..?

Eyvallah kişisel özgürlük açısından aşı olmayabilirsin.

Ama ya toplum sağlığı açısından.

Aşı olmayarak toplumu tehlikeye attığında ne yapacağız?

Mesela ben aşı olmayanlarla hiçbir ortamda bulunmak istemiyorum.

Benim kişisel özgürlüğüm nerede?

Okulda bize ilk öğretilen neydi.

Benim özgürlüğüm, senin özgürlüğünün başladığı yerde biter.

Aşı olmama özgürlüğümü kullanıyorum dediğinde, beni attığın tehlike ne olacak?

Aşın yok, toplumun içinde.

Aşın yok, hayatın içinde.

Eeee, benim sağlığım.

Acaba aşı olmayanları damgalasak mı?

Ona göre biz de tavrımızı ve pozisyonumuzu alsak.

Çam devirmek!

Bizde çam devirmek diye tabir vardır.

Apsurt laf edildiğinde kullanırız.

Ak Parti’nin önemli isimlerinden biri, Yasin Aktay demiş ki..

Suriyeliler giderse ekonomi çöker.

Sanki, ekonomimizi bu hale Suriyeliler getirdi.

Tam çam devirdi.

Muhalefete gelince.

CHP’nin Suriyeli göçmenler, mültecilerle ilgili hazırladığı raporu Ümit Özdoğan açıkladı.

Aman, Allahım.

Bu iktidarın yaptığından daha fazlasını yapacağız diyor.

Hazırladığı raporu unuttu, Kemal Kılıçdaroğlu en kısa zamanda Suriyelileri göndereceğiz diyor.

Biz kime inanacağız.

Kime güveneceğiz.

ZAYTUNG

 Lig öncesi çılgın transferlerine devam eden Trabzonspor , bir siyasetçi, bir diyanetçi ve bir rektörü gözüne kestirdi...