Önce yaşanmış bir gerçekten başlayalım.
Ben Köy Hizmetlerinde kamu işçisi aynı zamanda da Karadeniz Gazetesi’nde gazetecilik yapıyorum. Yıl 1990…
Gazeteciler Cemiyeti lokalinde, cemiyetin seçimi var. Rahmetli Mehmet Tan ağabeyimiz beni salonda gördü, eli ile işaretleyerek “Bu salondun çık” dedi. Gerekçesi de gazeteci değilsindi.
Olayın bizzat yaşayan en yakın tanığı Hasan Kurt’tu.
Kurt, Tan’a döndü, Ali Savaş bu salonda olacak, duracak diyerek gergin ortamı yumuşattı. Ben de, “Beni gazetem bu genel kurulu takip ile görevlendirdi. Ancak bu salondan gazetem geri çağırırsa çıkarım” dedim, genel kurulu takip ettim.
Şimdi bu dediğin ile Barcelon’daki 7-2’lik Trabzonspor hezimetinin ne alakası var diyorsanız haklısınız ama sabırla yazıyı sonuna kadar okuyun.

RAHMETLİ SALİH ÇAMOĞLU DEDİ Kİ

Barca’a Trabzonsporla eşleştiğinde, ilk maç A.Aker’deydi. Rahmetli Salih Çamoğlu, odasına çağırdı, dedi ki “Bu maçın rövanşına sen gideceksin hazırlan…” İlk kez Trabzonspor ile bir yurt dışı maçına gidecektim.  

GÖZÜME İSPANYOL GAZETECİYİ  KESTİRDİM

Görevi aldım ya, Barcelon’yı havalanında karşıladım. Benim gibi genç bir İspanyol gazeteciyi kafaya almam gerekiyordu. Yarım yamalak İngilizcemle genç bir gazeteci ile selamlaştım. Şansa bakın O da yerel bir gazetenin muhabiri çıktı. Adı Davit Salinas’tı. Göbekli cüsseli foto muhabiri vardı. Aldım onları gazeteye getirdim, bütün haberleşme imkanlarını sağladım.
 O dönem digital makine yok. Filim var ve banyo yapılıyor. Gazetede filimlerini banyo yaptırdım. İki günde iyi dost olduk. Gazetenin haberleşme imkanlarını da kullandırdım. Adamlar havada uçtu. Diğer meslektaşlarını haber iletmede atlattılar.

Maç bitti, uğurlarken ben de geliyorum dedim. Davit, haber ver dedi, haber verdim.

İŞTE BARCELONA VE MOTOSİKLETİM

Trabzonspor Barca’yı 1-0 yenmişti. Dünya Trabzonspor’u konuşuyordu.

 Müthiş bir havaya girdi Trabzonspor. Herkesin gözü artık Barcelona’daki maçtaydı. Biz de özel uçak ile Barcelona’ya indik. Baktım Davit, beni karşılıyor. Gel dedi gittim yanına, otobüse binme ben seni kalacağın otele getireceğim dedi. Havaalanı binasından çıktım, David’in harika bir motosikleti var. Bindim arkasına vııııııınnnn.

Zaman zaman Trabzonspor’un kafile otobüsüne de sorti yapıyorduk. Kafiledeki futbolcular beni motosikletin arkasında görünce şaşırıyordu.

Davit, seni evimde misafir edeceğim dedi. Otele getirmedi. Evinde kaldım. Eski Barcelona denilen bir mahallede mütevazi bir bekar evinde 3 gün kaldım.
 Bir ara bana, 2 yıl sonra(1992) Barcelona olimpiyatları var istersen şehrin olimpiyatlara hazırlık haberleri de yap. Yaptım.
Türkiye’ye döndüğümde, şehrin olimpiyata nasıl hazırlandığını yazdım. 3 günlük seri yazı dizisini olimpiyat basın bürosuna gönderdim. İki yıl sonra büyük bir sürpriz ile karşılaştım. Komite beni, Olimpiyatların açılısına davet etti. Uçak biletlerimi de alarak ama gidemedim.

Neyse biz maç öncesine dönelim.

David’in çalıştığı gazetede üç gün boyunca gittim, Trabzon’a, gazeteme bol bol haber geçtim. Sonra maç anı geldi.

HAMİ’NİN HARİKA GOLÜNÜN FOTOĞRAFI

Maça giderken şöyle diyorduk. Bir gol atsak turu atlarız. İki gol attık ama 7 gol yedik.
O zamanın teknik yorumcuları bir robot gibi programlanmış Barca karşısında Trabzonspor’un şansının olmadığını yazmışlardı. Bir de üstüne üstlük, Özkan Sümer, ofsayt taktiği uyguladı, takım perişan aldı.

 Ama o maçta Hami’nin mükemmel bir golü vardı. Zubizeretta’nın  havada asılı kaldığı. İşte o golü, Trabzonspor kalesinin arkasından Davit’in foto muhabiri mükemmel bir şekilde yakaladı. Maç sonrası gazeteye geldiğimizde, baktım o gol karta basılmış kullandığım masanın üstünde. Dönüş yolunda gol fotoğrafını Hami’yi teslim ettim.
O maçın bendeki anısı işte böyle.

Peki, yukarıda Mehmet Tan ile yaşadığının bu anı ile ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim.
Şu alakası var.
Ben, Barcelona maçına uluslararası spor yazarları derneğinin akreditesi ile gittim.
Camp Nou’da basın tribününde oturdum.

Kadere bakın ki, Mehmet Tan’la yan yanaydı koltuklarım. Mehmet Abi’yi şöyle dedim…”Abi cemiyet lokalinden beni gazeteci değilsin diye kovmaya kalktın bak burada gazeteci olarak yan yana düştük….”

GELİLİM SON NOKTAYA

Barcelona ikide bir sosyal medya adresinden niye Trabzonspor’u 7-2 yendiği maça atıf yapıyor.
Şundan; o dönem çok korkmuştular çok.
Hele bir de maçta 1-0 yenik olunca, daha bir paniklediler.
Ve 7-2 kazandıkları maçı, şampiyonlar liginde son olarak kazandıkları 6-1’lik maç kadar önemsiyorlar.

DAVİT SALİNAS NE YAPIYOR?

Davit ile dostluğum devam ediyor. Barcelona, daha sonra İstanbul’a üç kez geldi. Davit de..Üç kez de ben Trabzon’dan kalktım, İstanbul’a gittim. Birinde oğlumun öğrenci evinde misafir ettim Davit’i. Türk hamamına getirdim. Balık rakı içirdim.  Davit şimdi Arjantin’e yerleşti.
Bir gün orada buluşacağız ama ne zaman belli değil..