Türkiye ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyor. Kimse kimsenin aklıyla alay etmesin. 

Her şey ateş pahası. 

Şimdilerde olan turizm hareketliliği sadece Trabzon piyasasında bazı kesimin batmasını engelleyecek ölçüde, bunun ilerisi yalan. 

 Gelen turist kalitesini görüyoruz, otelcilerle konuşuyoruz, restaurantcılarla görüşüyoruz, bakkalıyla, manavıyla görüşüyoruz.

Memnun bir kesim var evet ama mutlu olan yok. 

Herkesin bir sıkıntısı var, kiminin siyasetten, kiminin bürokrasiden kiminin  kalifiye elemandan, kiminin vurdumduymazlıktan. 

Önceleri pis, görgüsüz, kültürsüz dediğimiz Araplar için şimdi ‘Allahım onları başımızdan eksik etmesin’ diyorlar. 

Evet durum şimdilik bu. 

Gelen turist sayısı belki yüksek ama dediğimiz gibi kalitesi düşük. 

Sudiler piyasada yok. 

Kral Selman’ın katı tutumu birçoğunu boording kontrolünden geri çeviren baskıcı rejim. 

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kısa süre içinde Kral Selman ile şık bir poz vermesi, konuşması, görüşmesi ve bir işaret vermesini sağlaması gerekir. 

Yoksa Arap baharı tam bir hüsrana dönüşecek. 

Samsun’un oda kapasitesi 5000 iken Trabzon’un olmuş 55 bin. 

Otellerin ortalama doluluk oranı yüzde 40’larda. 

Apartmanın girişine iki koltuk atan apart adı altında otel açmış. 

MA plakalı araçlar turizim firmalarını ezdikçe eziyor. 

Komisyonlar, komisyoncular almış başını gidiyor. 

Bugünümüze şükür ama yarınımız daha karanlık görünüyor. 

Acilen Trabzon’dan bir heyetin Sayın Cumhurbaşkanına bu durumu arz edip gerekli adımı atmasını sağlaması lazım. 

Bu arada Şehidimiz Erenimiz için rüya denilen THY uçağına ‘Maçka' adını verdiniz, teşekkür ederiz ama bu bir lütuf değil. 

Sayın Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan, Trabzon Uçak biletlerine acele müdahale etmez ise yerli turistlerden de olacağız. 

Demedi demeyin. 

Peki bu şehrin yaşayanlarını kimse duymayacak görmeyecek mi? 

Millet zaten ekonomik kriz nedeniyle boğulmuş durumda.

Üstüne üstük yine bir trafik karmaşası aynı şekilde devam ediyor. 

Trafik polislerimiz canla başla çalışıyor ama belli kurallar koyulmazsa şehrimiz elden gidiyor. 

Şehrin meydanında turist otobüsünün ne işi var.  Meydan parkı otobüs terminali mi?

Millet meydanına otomobil sokmazken, Trabzon meydanında otobüsün ne işi var?

Midibüs adı altında. Koca koca yarım otobüsler meydan trafiğini allak bullak ediyor. 

Sahilde o kadar park alanı yaptınız, yapsanıza sahilden meydana bir yürüyüş aksı. Turist iki adım atsın, Kemeraltını, Gazipaşa’yı Cumhuriyet Caddesini, Uzunsokağı, Kahramanmaraş Caddesini, Kunduracılar Caddesi’ni yürüsün.

Bu sorumluluğu alacak kadar beceriniz, cesaretiniz yok mu? 

Trabzon’u yönetenler size diyorum. 

Bizzat ihbar ettiğim birçok konuda sağolsun şehri yönetenlerin ani refleksleri beni mutlu ediyor. 

Onlar da bir şeyler yapmak istiyor, bu durumdan rahatsızlar belli… 

Ama bu şehrin bir kuralı olmalı değil mi?

Şehrin meydanında 5 yıldızlı otelin karşı kaldırımında her akşam aynı çöp yığınını görmek sizi utandırmıyor mu? 

Meydandaki simsarların turistlerin önünü kestiğini görmeyecek kadar şehrin meydanına yabancı mısınız? 


Müteahhitlerin yaptığı kanunsuz ruhsatsız devleti yoksayan uygulamalarını neden görmezden geliyor sunuz? 

Trabzon’un en yakın plajı denilen yere o bölgenin kanalizasyonunun aktığını neden görmezden geliyorsunuz? 

Kıyı kanunlarına tecavüz edilerek yapılan inşaatları, milletin yerini birilerine peşkeş çekenleri, halktan haraç gibi para alanları neden görmezden geliyorsunuz?

Devletin kumsalına bina yapıp katına 1 milyon isteyenleri görmüyor musunuz, duymuyor musunuz?

Kıyı kenar çizgisi kanunu okuyup şu sahilleri Allah aşkına bir denetlettirin. 

Trabzon sahillerini kimseye peşkeş çektirmeyen Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, geçen yıl bu millet için neler yaptı, görmediniz mi? Duymadınız mı? 

Devletten kimse büyük değildir diyerek kıyı kenar çizgisi kanunlarını santim santim işletti. 

Ya şimdi? 

Şehrin meydanı işgal altında, her tarafta bir çay ocağı, her tarafta bir tezgah, her tarafta bir işgal. 

 Akşamları her sokağın başında sonunda bir seyyar satıcı!

Şehrimiz insanı sokakta gezmez oldu. 

Şehir adeta istila edilmiş. 

Yahu sokağın ortasında büyük tüpün ne işi var. 

Trabzon’un adını taşıyan müzenin önünde çöp konteynırının, mısır kasasının ne işi var. 

İsteyen istediği yere duba koyuyor, isteyen istediği yere afiş asıyor. 

İsteyen istediği gibi tabela asıyor.

Bunları sadece biz mi görüyoruz? 

Lütfe ama lütfen artık iç çekişmelerinizi bir tarafa koyun, harekete geçin ve bu şehri hak ettiği yere taşıyın.