Önce Ersun Yanal ile ilgili sinirleneceğimiz konulara değinelim.

Bu kadar ürkek bir oyun düzeni olur mu?

Allah aşkına ne oynadık biz?

Neyi amaçladık?

Neydi futbol mantığımız?

Kimden korktun?

Kimden çekindin?

Ne şiş yansın ne kebap diye hücum ve istatiki futbolun bilim insanı, çağ dışı futbol mantığı ile Fenerbahçe karşısında;

Ezildi.

Büzüldü.

Skoru idare etti.

Yaratıcı futbol anlamında ne yaptın?

Fener’in hangi kulvarından saldırgan oldun?

Rakibi nerede ekarte ettin?

Yaratıcı futbol adına ne ortaya koydun.

Ve şu Costant’a hangi akıl ve mantıkla sabrettin?

Bu maçın en kötü adamı, en kötü aklı, en kötü duruşu sen oldun hocam sen.

***

Gelelim bir puana.

Şu Fenerbahçe’ye bir puan kaptırdık.

Ama şu kötü futbolumuza rağmen bir puana sevindik.

Sevindik de ne oldu?

Hiçbir yaraya mehlem olmadı.

Belki  ilerde, FB bir puan ile şampiyonluğu kaybederse, bizim bu maç için ahlayıp vahlayacağına inancım tam.

Sırf bunun için bir puana sevindim, o kadar

***

Ve Hakan Arıkan.

Bu maçın sevinilecek tek yanı ununu eleyip eleğini astı denilen “Dede” lakabı ile alay edilen, ne gerek vardı şimdi bu transfere denilen Hakan Arıkan’ı kazandık.

Maçın tek kazanımı bu oldu.