Evlerde bütün işler saat ona kadar bitmesi gerekirdi. Hele o yün yataklar varya, aman Allahım onları düzeltmek insanın canını alırdı.

Üç öğün yemekte, 
bulaşık, çamaşır ve temizlikde bütün hünerlerinizi göstermeniz gerekirdi.

Yapana Godesbana, yapamayana sen kocayada gidemezsin, seni bu şekilde kimse almaz, be kızım denilirdi

Boş oturmak diye bir şey asla yoktu. 

Dizi izlerken bile elişi yapılırdı.

Mevsim kış ise öğleden sonra herkes birbirine gezmeye giderdi. 

Öyle şimdiki günler gibi hazırlık yapılmazdı. 
Ya çatkapı gidilir, yada yarım saat önce evin küçük çocuğu gönderilerek müsait iseniz size oturmaya geleceğiz denirdi.

Misafir gidilen evde genç kız varsa gezmeler güzel olurdu. 

Anneler sohbet ederken kızlar mutfakta ikramlıkları hazırlardı. 

Hemde sohbet ederdi. Sohbet konuları, magazin, televizyon dizileri ve eve gelen dünürcüler olurdu en çok.

O zaman kızların sevgilisi olmazdı. 
Sevdiği olurdu.., 

Genelliklede görücü usulüyle kocaya giderlerdi.

Ses dergisinden fotoğraflarını keserek duvarlara astıkları sanatçılar olurdu. 

Buluşma, elele tutuşmak falan olmazdı. 

Uzaktan bakışma, mektuplaşma olurdu sadece. 

Ailesi bilmez, çok yakın arkadaşı bilirdi sadece. 

Sakladığı mektupları annesi bulupta bir araba sopa yiyen çoktu.

Bu kızların çoğu sevdikleriyle evlenemezdi. 

Seksenli yılların ikramlıkları kısır, kek, kurabiye ve bisküvili yaş pasta idi. Şimdilerde bunların adı anne keki, anne kurabiyesi, anne pastası oldu.

Bir çok evde kek tenceresi vardı. 

dört köşe midi fırınlar vardı. 

Birde davul fırınlar 
vardı ki, 
kocaman tepsisi ile yapılan kek sülaleye yeterdi.

Godesbena Annelerimiz börek çörek yapardı ama kızlar pasta yapmayı daha çok severdi. 

Tarif isteyince bazıları vermezdi pasta tarifini, devlet sırrı gibi saklar, yada eksik tarif verirlerdi.

Doksanlara gelindiğinde ise özel televizyonlar ve gazeteler tarif vermeye başladı. 

Şimdiki gibi internet yok açıp bakacak.
Hafta sonu gazeteler kurabiye, pasta kitapçığı verirdi. 

Erkenden gidip alırdık yoksa tükenirdi.
Doksanlarda kakaolu ıslak kek moda oldu. 

Karakız pastası, kunta kinte gibi isimler verilirdi. Yaş pasta çeşitleri, değişik kurabiyeler, pasta kalıpları çıktı. Elmalı kurabiye, çiçek, kurabiye, tırtıl kurabiye.
İkramlar hazırlanır çaylar içilirdi. 

Anneler kızların lafa karışmasını çok istemezdi.(Anneler her zaman en iyisini bilirler) kız başınıza bir fikir verseniz yorum yapsanız. 

Senin aklın kesmez, bu işlere denip susturulurdunuz.

Çay faslı bitince bulaşık imece usulu çabucak yıkanıp elişiler alınır, kızlar kendi aralarında, anneler kendi aralarında konuşur, hem de elişi yaparlardı.

Ne güzel günlerdi
Sunum çılgınlığı, alışveriş manyakligi yoktu. 
Sosyal medyadan gösteriş yapmakta yoktu. 

Ama tatlarına doyamadığımız komşuculuklar ve misafircilikler vardı.

Kadınlarımız kızlarımız baş tacımızdır. 

Canınızın sıkıldığında bir şeyler anlatabilme ihtiyacı duyduğunuzda
Ana kucağı sığınacağınız en sağlam ve en doğru limandır.

Gözünüzü kapattığınızda o günleri yaşar gibi oluyorsunuzdur mutlaka.

Bu günden o günlere sadece selam gönderebilirsiniz.

Üzmeyin tatlı canınızı o günleri yaşayan ve yaşatan hala daha güzel insanlar var. 

Zor değil..,
Hayata hep olumlu bakabilirseniz,
Sizde başarabilirsiniz.