1968 yılı Sotka'daki eski fuar alanındaki tüfek atış reyonu şimdiki vilayetin olduğu yerde kurulan lunaparkın içerisindeydi.

Lunaparkın içerisinde bir çok reyon varken en ilgi çekenlerden bir taneside tüfek Atış reyonuydu.

60-70 li yıllarda bu reyonlar da atış yapıp fotoğraf çektirenler kendilerini çok şanslı hissederlerdi.

Bir devrin jenarasyonun izlerini taşıyordu

Reyonun önüne gelince tüfeği elimize alır karşıdaki hedefe nişan tutardık. Nişangahları da uçak ve uçağı tutan bir çengel, çengelin üstünde nişan atılıp vurulması gereken yuvarlak bir çember, çengelden kurtulan demir uçak hızla kızaktan aşşağı barut dolu küçük bir havuzun içine düşer patlama anında da spontene olarak yanınızda sizi izleyenlerle birlikte otomatik olarak fotoğrafınız çekilirdi.

Dikkat etmişseniz siyah beyaz fotoğraflar teknolojik imkanların olmadığı yıllar da nedense çok daha güzel ve anlamlıydı.

Büyülü bir dünyanın kapısını açıyorlardı bizlere lunaparklar.
Her reyonu bizleri içerisine doğru çekiyordu sanki.

Tüfek atış reyonlarında çekilen fotoğrafların on yıllar sonra yaşadığımız şehrin hafızasında çok önemli bir yer tutacağını nereden bilecektik ki.

Heyacanımız ve sevinçlerimiz kısıtlı olsada güzel ve anlamlı günlerdi.

Askerde ben nişancıydım ve ben bu işi iyi bilenlerden biriyimdir diyenlerin vazgeçilmez yeriydi tüfek atış reyonları.

Tüfeklerin mermileri minik bilyalara benzeyen misketlerdi, şansını deneyip fotoğraf çektiremeyenler hiç üşenmeden, göz, gez, arpacıkla hedefine ulaşmak için gayret gösterirlerdi.

1968 yılı nişan alanın yanındaki pazarkapı Mahallesi Muhtarı Temel Kandaz ve iki işareti yapan eski Trabzonspor yöneticisi ve İGS'nin sahibi İsmet Özer

Bizden önceki nesilin ilgisi çok daha fazlaydı sonraları bu merak, bilgisayarlı makinelerle giderilmeye çalışılsa da bizler için o yılların heyacanı bir başkaydı.

Trabzon'un sosyal hayatına geçmişte damga vuran lunaparklar artık eskisi gibi olmasalar da anılarımızda yaşayan izleri bugüne kadar asla silinmemiştir.

Bir nesil tüfek reyonlarını, sihirli aynaları, çılgın akrobatların gösteri yaptığı üstüvaneleri nasıl unutabilir ki.

Bu günü yaşarken geçmişe özlem duymak çok farklı bir duygu, yaş aldıkça hepimizin siyah beyaz yıllara ait hatıraları sanki biraz daha fazla canlanıyor gözlerimizin önünde.

Geçsin günler, haftalar,
Aylar, mevsimler, yıllar...

Zaman sanki bir rüzgar
ve bir su gibi aksın...

Sen gözlerimde bir renk
Kulaklarımda bir ses
Ve içimde bir nefes

Kalın sağlıcakla...