Bazı yazılarımın son cümlesinde bilmem derdimi anlatabildim mi derdim.

Biraz mizah olsun birazda yazı daha bir dikkatli okunsun diye yazıma böyle bir hatırlatma ihtiyacı duydum.

Diyeceğim odur ki Monaca mağlubiyetinde derdimi anlatamamışım.

Sıkıntı farklı Monoca mağlubiyeti veya dün akşam ki Kasımpaşa beraberliği değil sıkıntı geçen yılki Trabzonspor takımının yerinde yeller esiyor.

Bakın takımımız sahasında yirmi beş bin taraftar önünde oynuyor bi sayı azdır, normaldir ona sizler karar verirsiniz de bordo mavili oyuncular oyuna olabildiğince geriye yana oynuyor.

Yense lider olacak alınacak galibiyet Monoca maçı için lig için büyük moral olacak.

Kısacası yeni bir sayfa açılacak bir fırsattı da bu düşünce pratiğe dökülemedi.

Çünkü Trabzonspor gürlüyor ama yağamıyor.

Oyuncuların sahada ki görüntüleri can , hıraç mücadeleden uzaklar! Yenmek için ısırmıyorlar kavga etmiyorlar buda dünkü beraberliğin özeti değilmidir. Bakın arkadaşlar kırk yıl sonra gönüllere su serptiniz eyvallah! Ancak taraftarların sizlerden beklentileri büyük deyip sadete gelelim. Maç sonu yorgunduk taktik, idman dahi yapamadık.

O gitmeseydi , bu gelseydi bu kadro bu yükün altından kalkacak yeterlilikde değil falan filan.Bunların hiçbirine katılmıyorum sadece Visca ve Dorukhan'in yokluğunu önemsiyorum ondandır ki bu oyuncular gelene kadar puan kayıplarını en az hasarla atlatıp bu senede o kupayı kaldırmak lazım. Bu temenimin gerçekleşmesi için iş Avcı 'ya düşüyor oyun anlayışından tutunda sahadaki oyuncuların savrukluğu ve birçok eksikleri giderip yüksek tempolu , ısıran , arzulu maçı son düdüğe kadar bırakmayan vede sonlandıran gürlediği gibi yağan bir Trabzonspor için kadroda vakitte taraftarda tamamdır.  Son bir hatırlatma acizane görüşümü belirtmeden geçemeyeceğim Yusuf sağ açık oynamaz , Maxi Gomez de Umut'suz olmaz....