Sevgili Hami Hocam maçtan sonra olmuyor ne diyeyim ki demiş …

Aslında Hocanın bana göre diyeceği çok şey vardı maçtan sonra…

İsterseniz örnekleyelim. Marin ,Erkan, Mehmet ve Özer’den oluşan bir orta saha ne camiye ne kiliseye misali ne defansa ne de forvete yardım ettiler…

Doğru dürüst pas da atmadılar Muhammet’e…

Muhammet zaman zaman geriye gelip top alma zorunda bırakıldı.

Maç süresince topla daha çok oynayan Trabzonspor rakipten 3 gol ardı ardına neden yedi?

Hocanın ve yedek oyuncuların kulübedeki yerlerine oturmadan iki Trabzonsporlu oyuncunun sözüm ona marke ettikleri Palitsevich nasıl o golü atabildiğini…

İkinci golde ise tamı tamına 5 Trabzonsporlu oyuncunun kovaladığı Stancu’nun golü nasıl attığını…

Dün akşam 6 eksikle Gençlerbirliği karşısına çıkan kadroda Yusuf ve Cardozo’nun niye yer bulamadıklarını…

Maçtan önce Trabzonsporlu oyuncuların galibiyet sözü vererek sahaya çıkıp neden bu kadar kişiliksiz oynadıklarını bitse de gitsek havasında niye olduklarını…

Gençlerbirliği çok mu güçlü bir takımdı ki kalemize ellerine sallaya sallaya geldiklerini…

Savunmayı acze düşürüp istediklerini alabildiklerini…

Bak Hami Hocam bir lider protesto edildi diye küser mi?

Küser de yardımcısını öne mi çıkarır?

Gerçekten olmuyor ne demek maçtan sonra söyleyecek bir şeyim yok ne ‘Söyleyeyim ki der mi?’

Olmadı hiç olmadı.

Bu ulvi formayı şaha kaldıranlardan Trabzonsporlu ruhunu taşıyan Hami Mandıralı ’ya hiç mi hiç yakıştıramadım.

Geçen hafta buradan hocam sinekten yağ çıkmaz zira sineğin yağı yoktur. Şu Avrupa hayalinden vazgeç.

Olmaz çünkü bu iş…

Şu genç çocukları bir görelim ne kumaş olduklarını…

Seneye kalanlarla bir harman olsunlar dedik ama boşa kürek çekmişiz.

Haftalardır yazıyorum söylüyorum ama boşa söylüyormuşum boşa tüketiyormuşum.