Santra ile birlikte Abdullah Avcı'dan inciler…

Topu rakibe ver ve sonra alışmaya çalış.

Aldığında bir uyana bir buyana oyna.

Oynarken Uğurcan’ı da ihmal etme.

Olur ya arada bir atağa yani geçişe geçerken şayet topu kaptırırsan hep birlikte kaleye koş.

Bunları yaparken temkinli olmayı ve sabrı elden bırakma.

Rakip ceza sahasında çok adamla gidip rakibi rahatsız etmeyin.

İlerde Enis Destan ve yanında Edin Visca yeter.

Geriden bek beklemeyin!

Onlar tembihlidir.

Adı üzerinde siz beksiniz yani bekleyeceksiniz.

Öyle öne çıkayım orta atayım…

Yok öyle şey!

Sonra Uğurcan’ı kurtlar kapar.

Ama hocam taraftar homurdanıyor!

Olsun ya kahrolurlar ya kalp krizi geçirirler veya dünkü gibi maça gelmezler.

Alıştık yuhlara!

İstifa da istifa ya!

Yeter ki yeşiller gelsin.

Nasıl olsa ne soran var ne eden…

Çiftlikte gibiyim mazallah!

Hem misket mi oynuyoruz, yeni yeni icatlar peşindeyim.

Burası deneme tahtası değil miydi?

Daha üzerime gelinirse geçen gidişinde geri dönüş için iki gün bekledim.

Bugün öyle bir şey olursa üç günü geçmez.

Ve dünkü Trabzonspor kendini kimliğini hatırlarcasına Uğurcan'dan, Mendy'e ondan Enis’e sonrasında Trezeguet'e ve Thomas Meunier ile Eren’e…

Hepsi ama hepsi sahaya dik çıkıp dikine coşkulu ve cesur yerinde mücadeleler yaparak yerinde pas yapan rakip ceza alanında çoğalan aynı şekilde geri dönen kenarlardan yağmur gibi orta yağdıran takım ruhunu özümseyip yardımlaşacak güzel oyununu 2 güzel golle süsleyen bir Trabzonspor vardı sahada.

Bu Trabzonspor yeni gelmedi eskide hep vardı.

Onun için sadece geriye geldi diyeceğim.

Hem adı süper, futbolu yerlerde sürünen bu ligde bu oyunculardan oluşan bu takım bu kadar kötü olamaz.

Bu takım kötü oynayamaz hatta ve hatta bu ligin en kötü oynayanı da olamaz diye hep yazıp durdum bilenler bilir.

Şimdi Abdullah Avcı’ya soruyorum…

İnadın mı doğru yoksa dünkü takımımızın oyun anlayışı ile sergilediği oyun mu?

Yine soruyorum…

Bu inadından kaybolan maçların getirileri çok daha önemlisi taraftarlara çektirdiğin azabın bedelini kim veye kimler ödeyecek?

Sahi kim ödeyecek?