Trabzon’un silüetine yeni bir değer katılıyor. Alemdar Mahallesi’nde yükselen Hanife Hatun Camii ve Külliyesi artık tamamlanma aşamasında. Her ne kadar çevre düzenlemesi henüz bitmemiş olsa da Kurban Bayramı’na yetiştirilmeye çalışılan bu dev eser, şimdiden şehirde heyecan uyandırmış durumda.
Camiler sadece ibadet edilen yerler değildir; bir şehre ne kadar estetik katarsa, o kadar kimlik de kazandırır. Hanife Hatun Camii işte tam da bu duyguyu yaşatıyor. 13 bin kişinin aynı anda saf tutabileceği, sadece büyüklüğüyle değil, fonksiyonlarıyla da dikkat çeken bir külliyeden bahsediyoruz. İçinde eğitim alanları, atölyeler, aşevi ve konferans salonları olan bir yapı, aslında geçmişin ‘külliye kültürünü’ bugüne taşıma iddiası taşıyor.
Bu projede en çok dikkat çeken isim ise kuşkusuz eski bakan Dr. Erdoğan Bayraktar. Kentsel dönüşüm ve sosyal yatırımlar denince Türkiye’deki ilk akla gelen isimlerden biri. Ancak bu kez konu biraz daha farklı. Bu proje bir memleket meselesi. Bayraktar’ın şahsi ilgisi ve takibiyle bu külliye, bir şehir vizyonuna dönüşmüş durumda. Fedakârlıkla, özveriyle ve sanki kendi evini yaptırır gibi bir özenle yürütülmüş bir süreç…
Elbette eksikler var. Hâlâ çevre düzenlemesi tamamlanmamış. Halılar bile henüz serilmemiş. Ama amaç, bayram sabahı bu muazzam yapıda ilk safı oluşturabilmek. Bu çaba, “önce ruh gelsin, beden sonra tamamlanır” dedirten cinsten. İnşallah bayram sabahı bu camiden yükselen ilk ezan, bu gayretin mükâfatı olur.
Hanife Hatun Camii, sadece taşla tuğlayla değil, bir inançla örülmüş. Şehre mimari bir zarafet katarken, toplumsal birlikteliği de güçlendirecek bir potansiyel taşıyor. Orada sadece namaz kılınmayacak; ilim öğretilecek, dert dinlenecek, sofralar kurulacak. Yani cami, yeniden hayatın merkezine yerleşecek.
Trabzon’a çok yakıştı. Ve belki de en güzeli, bu eser üzerinden samimi bir teşekkür etmenin zamanı. Sayın Erdoğan Bayraktar’a, ismiyle yaşatılacak Hanife Hatun’un hatırasına ve bu yapıya emeği geçen herkese gönülden bir alkış gerekiyor.
Bazı eserler sadece yapılmaz; hissedilir, yaşanır. Hanife Hatun Camii, işte o türden bir eser.