Her şey…!
Sezonun en iyi maçıydı.
En iyi skoruydu.
En iyi oyunuydu.
Rakip tribün ifadesi ile sahadan silindi.
Deyim yerindeyse evrilip, çevrildi.
Futbol bilimi adına güzellikler sergilendi.
Tüm analiz raporlarında üstündük.
Trabzonspor’un Fenerbahçe maçından bahsediyorum.
O maç, bir özgüven duygusu da aşıladı.
Futbolcular kendine geldi.
Camia bütünleşti.
Ama o gün şunu da söylemiştik.
Karagümrük maçı kazanılmadığı sürece Fener galibiyeti taçlanmaz.
Ne yazık ki,
Futbolcular ne kadar profesyonel(!) olsalar da özgüven patlamasının olumsuzluğu karşısında 4 gol yiyerek, mağlup oldu.
Sonra, Giresun maçı.
Kendi evinde, rahat galip geldin.
Sonra Alanya maçı
5 gol yedin.
Bu inişli çıkışlı skorun sebebi, Fenerbahçe maçı… O maçın galibiyet havasını acemiler mangası gibi kaldıramadık. Motivasyon ters tepti. Oysa tarihimizin hiçbir yerinde ve zamanında kazandığımız hiçbir Fenerbahçe maçı sonrası böyle ters tepen müsabakalar oynamadık, mağlup olmadık.
Yeni oluşan bu takım, teknik kadrosu ile birlikte Fener galibiyet sonrasına kendini hazırlayamadı. Özgüven patlaması ters tepti ters.
xXx
Diş sallandı mı..?
Hani derler ye diş sallandıysa, çekilecek.
Trabzonspor’da Avcı’nın durumu böyle mi..?
Avcı, sallandığını mı hissetti.
Bir hoca, şampiyon bir hoca, iki deplasman maçından 9 gol yiyorsa, önce kendini sorgulayacak. Sorgularken en basit yol ve yöntem, istifayı düşünmeyecek.
İstifa cesaretli insanın işi değil.
Korkak ve ürkeklerin bulduğu bir yöntem.
Diş sallandıysa, implant yaptırırsın olur biter.
Kendini yenile Avcı.
xXx
9 gol tartışılmayacak mı..?
İki deplasmanda 9 gol yemişsin.
Türk futbolunun bir ekolüsün.
Dört büyüğünden birisisin.
Yediğin bu 9 golün hesabı sorulmayacak mı..?
Taraftar 9 golü tartışmayacak mı?
Neden, niye, niçin demeyecek mi..?
Trabzonspor, Çemişkezekspor değil ki.
9 golü kabullenelim.
9 golün acısını hissetmeyelim.
9 golün travmasını yaşamayalım mı..?
Çözüm, 9 golü yiyen futbolcuların iradesinde.
Teknik kadronun uhdesinde.
Hastalık neyse neşteri de yönetim indirecek.
Her şerden bir hayır doğar..
Bu saatten sonra, Avcı kendini tartıştırmamalı, tartıştıranlarla yollarını rahatlıkla ayırmalı..
xXx
Bizim çocuklarımız
Bu coğrafyadan çıkıp, bu takımı sırtlayan bizim çocuklarımız.
Yerlinin yerlisi, bizim evlatlarımız.
Bu krizi onların iradesi ve cesareti ile atlatacağız.
O nedenle, bizim çocuklarımıza sahip çıkacağız.
Uğurcan’a laf dedirtmeyeceğiz.
Hüseyin Türkmen’e gözümüz gibi bakacağız
Abdülkadir Ömür’e kıymayacağız
Yusuf Yazıcı’yı tartışmayacağız.
Bu lider oyunculardır bizi ve takımı anlayacak olan.
Sahip çıkacağız sahip..
xXx
Bu gözler, bu masumiyet!
Bak futbolcu kardeş.
Bu gözlere iyi bak.
Bu masumiyete de.
Böyle bir taraftarı olan kulübün oyuncususun.
Bırak mesleki kariyerini, bu yüzün gülmesi her şeye bedel her şeye.
Titre ve kendine gel.
xXx
Eyvah, eyvah
Görünen o ki, yönetim Avcı’ya kendine yakın basın mensupları üzerinden mesaj veriyor.
İşte, zincirin en zayıf halkası burası.
Taraftarın Avcı’nın evinin önünde, toplanması da zayıf halkadan biri.
Eğer, Avcı’ya moral destek verilecekse, daha etkili olması açısından, açarsın bir idmanı taraftara; hem Avcı’ya hem futbolculara destek verilir. Bir taşla iki kuş vurulur.