Ben bir gazeteciyim, ama bu süreçte işimden daha tutkuyla öne çıkan bir şey varsa, o da Trabzonsporluluğumdur.

Bu tutku ve şampiyonluk özlemi, beni, ve elbette pek çok Trabzonsporlu gazeteciyi asli reflekslerini sergilemekten alıkoydu. Tüm iyi niyetimize rağmen yanlış anlaşılabilecek, takıma zarar verebilecek en ufak bir şeyden bile kaçınmak için elbette... 

Bizim bu iyi niyetimizin taçlanması için, bizim yerimize çıkıp birilerinin konuşması gerekiyor. Ve bu isim de Hüseyin Çimşir olmalı diye düşünüyorum. 

Ankaragücü mücadelesinin sonunda Hüseyin Hocanın ağzından “maçla ilgili konuşmak istemiyorum” sözleri döküldü.

Neden hocam?

Bugün değilse ne zaman?

7 ay önce büyük bir sorumluluk alan ve bugünlere kadar mağlubiyet tatmadan getiren Hüseyin Hocanın artık bir toplantı düzenlemesi gerektiği kanaatindeyim.

Desteğin tazelenmesi, hatta artarak sürmesi adına bu toplantı tarafımca elzem görünüyor.

Bizim yerine getirmekten Trabzonsporluluk refleksleriyle kaçındığımız durumlar, birikip birer dert yumağı olmadan, iyi niyet camiaya zarar verecek sebepler doğurmadan bu toplantının gerçekleştirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. 

“Kol kırılır yen içinde kalır” diye bir atasözümüz var ama bu işin sonunda "kol da kırılmasın yen de içinde kalmasın" 

O yüzden Hüseyin hocanın bence camianın huzuruna çıkması gerekiyor.

Gerek basınıyla gerek taraftarıyla gerek yönetimiyle böylesine yakalanmış bir birliktelikteki çatlağa tahammül yok.

Bakıldığında imza töreni dahil, bugüne kadar hocanın tek bir toplantısı olmadı.

Sorunları birlikte konuşalım, bu süreçte herkes elini taşın altına koysun koymalı da….