Kendimizi kaybettik, benliğimiz neredeyse silinmiş durumda.
Toplumun temel değerleri çürümüş, vicdanlar kararmış, yaşadığımız coğrafya adeta suç haritasına dönüşmüş.
Baksanıza…
Hemen her köşede katiller, hırsızlar, insanlıktan nasibini almamış canavarlar kol geziyor.
Kimse, bir diğerine zarar vermekten imtina etmiyor artık.
Dahası…
Bir yanda körüklenen şiddet...
Diğer tarafta göz göre göre elimizden alınan değerlerimiz...
Velhasıl, tuz kokmuş, mızrak da artık çuvala sığmaz hale gelince, insan hayatının değeri hayvanlarınkinden daha az görülmeye başlanmış.
En acısı da şu:
- Biz nerede yanlış yaptık?
- Bizleri bu kadar zalim, çıkarcı ve vicdansız yapan neydi?
- İnsanlığımızı bu hale getiren karanlık, bu kadar yaygınlaşırken biz neredeydik?
- Bebek katilleri, vatan hainleri, hırsız ve ehliyet yoksunu liyakatsizler topraklarımızda nasıl bu kadar çoğaldı?
Bu soruları kendine soran yok!
★
Tablo ortada;
Allah’tan korkmayan, insana acımayan ve tüm bunlara göz yumanlar el ele vermiş, aynı yolda yürüyor.
★
Hadi diyelim sosyal medya zıvanadan çıktı.
Yaşananlar karşısında azıcık içi sızlayan, televizyon açmaya bile artık çekinir oldu.
Zira ekranlar, toplumumuzdaki yozlaşmayı normalleştirmeye çalışan projelerle dolu.
Keza, dizi ve filmlerde işlenen konular ortada.
Vergi kaçırmak, insan öldürmek, akrabalar arasındaki ahlaksız ilişkiler, dolandırıcılık…
Tüm bunlar, adeta uyuşmuş haldeki toplumumuza gündelik hayatın birer parçasıymış gibi sunulurken dahi kimsede tepki yok.
★
Hani hep eski zamanların özlemini duyuyoruz ya…
Hani her şeyin tadı kaçtı deyip duruyoruz ya...
Aslında değişen zaman değil, bizleriz!
Yitirilen de, değerlerimizden ziyade insanlığımızın ta kendisi!
İNSAN VE TOPRAK
İnsanlar arasındaki ilişki de en az toprakla kurulan bağ kadar dikkat ve emek istiyor.
Zira her ikisinde de denge gözetilmezse hayal kırıklığı kaçınılmaz olur.
Biz toprakta hıyar yetiştirilmesinden örnek verelim.
Örneğin kaliteli bir hıyar yetiştirmek için toprağa sadece çekirdek bırakılması yetmez.
Öncelikle toprağın buna hazır olması lazım.
Hele ki bostanda yüksek verim bekliyorsan analiz etmeyi ve toprağın neye ihtiyacı olduğunu anlamayı bileceksin.
Misal, havalar kurak mı gidiyor?
Hıyarın suyunu öyle bolca değil, kararınca vereceksin.
Yani bostanı göle çevirmenin kimseye faydası olmaz.
Gübre de öyle…
Ne az, ne fazla.
Yani her şey ölçüsünde olacak.
Öte taraftan böceği, hastalığı, zararlısı…
Hepsinin takibini yapacak, gerektiğinde ilacını vaktinde ve usulünce vereceksin.
Ancak bunları yaparsan topraktan verim alır, kaliteli hıyar elde edersin.
Şimdi gelelim insana...
Doğanın kanunları varsa, insanın da kendi doğasında bir gerçekliği var;
Nankörlük!
İlişki ve iletişiminde sınır belirlemeyi bilecek, kimseye hak ettiğinden fazla kıymet yüklemeyeceksin.
En azından “Ben bunu mu hak ettim?” diye hayıflanmaman için ortaya bir irade koyacaksın.
Demek istediğim, bulunduğun yer seni rahatsız mı ediyor?
Hıyar değilsin ya!
Ya yerini değiştir ya da etrafındaki ayrık otlarını temizle!
SİZE DE HAYIRLI CUMALAR!
Evladına ahlakı değil, yalnızca başarıyı öğreten anne-babalar; Size de hayırlı cumalar…
Her fırsatta çevrecilikten bahsedip, milletin ormanına villa dikenler; Size de hayırlı cumalar…
Sosyal medyada duyar kasıp, gerçek hayatta umursamayanlar; Size de hayırlı cumalar…
Trafikten beş dakika koparmak için insanlığını kaybedenler; Size de hayırlı cumalar…
Söz verirken mangalda kül bırakmayıp, uygulamada ortadan kaybolanlar; Size de hayırlı cumalar…
Kendi çocuğuna her lokmayı özenle seçerken, komşusunun aç yatan çocuğunu umursamayanlar; Size de hayırlı cumalar…
Hayvanlara eziyet edip, vicdanını mama dağıtmakla yumuşatanlar; Size de hayırlı cumalar…
Kendine yapılmasını istemediğini başkasına reva görenler; Size de hayırlı cumalar…
WhatsApp durumunda dua paylaşırken, etrafındakilere merhamet etmeyenler; Size de hayırlı cumalar…
Cami çıkışında tebessüm edip, dükkânında terazi şaşırtanlar; Size de hayırlı cumalar…
Kitapları süs eşyası yapıp, düşünceye düşman olanlar; Size de hayırlı cumalar…
Allah’tan korkan, düşünen, hakkaniyetli davranan, kimseye haksızlık etmeyenlere sözümüz yok…
Cumanın bereketi onların üzerine olsun!
★ ★ ★
Yazmak iyi gelir.
Bana;
“apektas6161@gmail.com” adresinden ulaşabilirsiniz.