Yol insanı ne zaman nereye getireceği belli olmaz. Bazen planlayıp gidemediğin yere plansız bir şekilde harika geziler yapabilirsin. Sanırım bu gezide onlardan biri oldu. Beklenmedik bir anda kendimi Gürbulak sınır kapısında buldum. Kapıda pasaport kontrolünden sonra artık İran da idim. Otobüsle Tebriz e geçtik. Otelimize yerleştikten sonra kısa bir şehir turu attık. Şehir oldukça temiz bakımlı bir o kadarda ilginç bir yapıya sahipti. Kaldırım kenarlarında bulunan hendekler ilgimi çekmişti. Daha önce hiç görmediğim uzunlukta olan hendekler dağlardan buz gibi suları Tebriz sokaklarında dolandırarak şehrin serinlenmesine katkıda bulunurmuş.

İran'ın milli sporu dağcılık olması sebebiyle ülke benim oldukça ilgimi çekmişti. Bunun yanında Tebriz bana hiç yabancı gelmemiş sanki bir Anadolu şehrindeymişim rahatlığındaydım. Gördüğüm insanları ilk defa görüyor gibi değildim. Sanki Uzun sokakta günde beş on defa turlarken gördüğüm insanlardı. Tuhaf ama karşıdan Paşa amcam geliyor. Yanımda ki arkadaşa amcama ne çok benziyor derken elimi omuzuma attı ve biz aynı aileyiz ama siz Türkiye de biz burada tüylerim diken diken oldu. Konuştuk biraz hani derler ya Azeri Türkçesi yok be net bizim konuştuğumuz Türkçe allahım ne güzel bir gün otelimize uğrayacağını söyleyip ayrıldı.

Bize Tebriz seyahatimizde rehberlik yapacak olan Rana hanımla tanıştırıldık. Rana hanım bizi Kandova ı ziyaret ile başladı güzel Tebrizi gezmeye. Kandova çok eski bir yerleşim yeri Deve yününden birçok eşya yapmışlar ve oldukça da kullanışlı ve bir o kadarda ilginç.

Sokaklar oldukça kalabalık taş döşeli yollar dik rampalı sokaklar bana Boztepe ye ara sokaklardan çıkışımı hatırlattı. Şehre geri döndük. Dünyanın en büyük kapalı çarşısını ziyaret edecektik. Allah için bizim kapalı çarşıdan çok büyük ve ihtişamlı. 2010 yılında unesco dünya kültür mirası ilan etmiş bu çarşıyı. Ama Tebriz sokakları beni en az 30 yıl öncesinde dolaştırıyor. Zamanın geri almak ne güzel şey anne. Kapalı çarşının girişindeki çayı unutamam altında kömür koru üstünde büyük demlik tekli yüksekten dökülen köpüklü çay kendimi Kazıklı ovasındaki Ali ağanın hanında sandım dı da arkadaşların sülüğüyle kendime geldim. O zamanlar kovit molit yok herkes ay lak it 

Çaycıyla kafa vurmacadan sonra ayrıldık. Kapalı çarşı gezimiz oldukça ilginç geçiyordu rehberimiz bizi bir kebapçıya getirdi. Ananı abaküs var ulan burda. Bende soğuk terler Hasan hocada arkasından çıkarsa yandı gülüm keten helva. Yemeğimiz yedik hesap ödemeye sıra gelince abaküste hesapladı valla bak hesap makinesi olarak abaküsü kullandı demek iranda abaküs hesaplamada kullanılıyor ben alışkınım abaküsü kafama yemeye okul arkadaşlarımın bu yazıyı okuyunca ne demek istediğimi en iyi anlayacak olanlardan olacaklarına eminim. Kafama yediğim abaküküsün Tebriz yazıma konu olacağını hiç düşünmemiştim. Gezimize devam ediyorduk. Çok ihtişamlı camiler yapıtlar geziyorduk. Her geçen gün İrana karşı ön yargılarım kırılıyordu. Çok özgür bir şehir şehrin ortasındaki parkta piknik yapabilir çadır kurabilirsin.  

Kadınlar hayatın içindeydiler ve her alanındalar. Fotoğraf sanatçısı Metin Öztürk Üstadın Fotoğraf sergisinde ziyaretçilerin yarısından fazlası bayan ,tiyatroda çoğunluk bayan birçok iş kolunda bayanlar çoğunlukta bunun gibi onlarca örnek verebilirim. Hatta bir gece saat 24 falan parkta fuar alanı gibi bir yer bütün bayanlar sokakta eğleniyor. Uzun sokakta akşam 19 oldumu adam bulamazsın buralar bana çok ilginç geldi. Fotoğraf sergisi sebebiyle sık sık sergiye uğruyoruz. Tebrizli bir mühendisle tanıştık ertesi gün eşiyle geldi. Bu sefer sayılmaz ama bir daha gelirseniz Türk kardeşlerimizi evimizde ağırlamak isteriz. Bu söz bizi ziyadesiyle memnun etti. Tebrize giderseniz eğer teleferiğe binmeden dönmeyin bizim Türk olduğumuz öğrendiklerinde mesaileri bitmesine rağmen bizi teleferikten yararlandırmaları da unutulmaz anılarımız arasında. 

Yukarıda belirttiğim gibi dağcılık iranda milli spor 2009 da kaçkar tırmanışında 20 ye yakın İranlı gazi ile kaçkar tırmanışı gerçekleştirmiştik. Ve o günlerden aklımda ehed vardı iran irak savaşında gazi olmuş kiminin kolu yok kiminin ayağı bazısı kör bazısı sağır aklıma geldi ama internet yok denecek kadar kısıtlı resmini birine gösterip ulaşmaya çalışamıyorsun da tam onu aramak aklıma gelmişken görevli geldi ve ehad diye biri geldi sizinle görüşmek istiyor demez  mi …

Ehed geldi kucaklaştık çok sıcak davrandı 20 kişi kaçkara çıktığımız ekibi akşama topayıp yemeğe gidelim sözünü başka zamana bırakmak zorunda kaldım insanoğlu kuş misali ne zaman nerde nasıl karşılaşacağını bilemiyor insan rahmetlinin dediği gibi insanın eti yenmez bir çift tatlı sözüdür derdi hep

Günler geçiyor dönüş günümüz yaklaşıyordu. Günlerimiz fotoğraf ve video çekerek geçiyor. Sanki kovit geleceğini biliyormuş gibi gezmenin sınırlarını zorluyorduk. İmkan olsa gördüğü her şeyi satın almak istiyor insan her şey doğal endüstriye gıda yok sanki yada bana öyle geliyor sokak yemekleri tam benlik haşlanmış patates yumurta binlerce tohumdan yapılmış garip ama bir o kadar lezzetli içecekler iran pilavı ve kebabını hiç unutmayacağım tuzsuz ve yağsız pilav İranlıların neden bu kadar fit olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Bir akşam üzeri artık dönme zamanımızın geldiğini anladık. Otobüse binip Doğu beyazıt a doğru yola çıktık. Gümrük kapısına sabah erken saatte vardık Pasaport kontrolünden çıkınca birisi elime bir çuval tutuşturmak istedi ne bu dediğimde çıkışta senden alacaklar dedi sen kimsin içinde ne var derken pisleştim beni tehdit etti kapıdan çıkışta görüşürüz diyor andaval ulan ben ülkeme giriş yapıyorum sen benimi tehdit ediyorsun derken tepem attı kapıya varınca diğer arkadaşlara da benim gibi davrandıklarını anladım 

Hazır gelmişken İshakpaşa sarayını da ziyaret etmeden dönmek olmaz 

En son 2009 da Ağrı dağı tırmanışı vesilesiyle gitmiştim tekrar ziyaret ettim ve o güne not düşeceğim güzel anılarla Trabona döndük.

 İranın en büyük şairi Şehriyar ın dörtlüğüyle veda vakti

Gelmişim nazlı hilal ülkesine

Fikretin ince hayal ülkesine

Akifin marşı yaşartıp gözümü

Bakıram Yahya Kemal ülkesine

YAPMADAN DÖNME

Kapalı çarşıyı ziyaret etmeden 

Peribacalarının olduğu Kandovanı ziyaret etmeden

Gök mescidi görmeden

Çay ocaklarına uğrayın halkın arasına dalın kaybolun desem yeridir