Trabzonspor, psikolojisi bozuk takım.

Camiayla kavgalı bir başkan, başkandan başka kimsenin sevmediği/istemediği sportif direktör, her ikisine teslim teknik direktör…

Bu tiyatronun seyircisinin de Trabzonspor diye bir kaygısı olmayınca, Avni Aker’deki antrenmana methiye dizmek, hayal dünyasında kulaç atmaktır.  

Saha içindeki durum, dışarıdaki curcunadan farksız.

Constant, gitti geldi.

Mustafa, gitti geldi.

Onur da gitti geldi.

Ne gariptir ki; dün hain (!) olan bu üçlü, bugün Trabzonspor’un askeri olarak ilk 11’deydiler. Cetvel gibi parmaklarla selam bile çaktılar tribüne!

Selam demişken…

Kurtardığı pozisyon sonrası savunmadaki arkadaşını azarlayan, bu yolla da kendini alkışlatıp arkadaşını yuhalatarak tribüne oynayan Onur, dün de, “Takıma asker selamını ben verdiriyorum, iyi bakın” hareketleriyle popülizmin nirvanasındaydı.

Hassas duygu ve değerler üzerinden çıkar elde etme güdüsü, acıyla yoğrulan bu coğrafyanın hamurunu, sinirle kabartıyor.

E be Onur kardeşim;

Hafta içi antrenman var, maç toplantısı var, soyunma odası var, takımın whatsapp grubu bile var… Bu noktaların hiçbirinde, “Arkadaşlar; gol atarsak asker selamı vereceğiz” demiyorsun da, golden sonra saha içerisinde 10 saniye boyunca “selam duracağız” diye poz veriyorsun.

Samimiyetsizsin.

*

Çıldırmaya beş kala direksiyonu maça kıralım…

Her iki Rabotnicki maçında da aynıydı Trabzonspor.

Her iki maçta da Mehmet Ekici’siz üretkenlikten uzaktı Trabzonspor.

Tek fark M’Bia’ydı!

Dün akşamki Makedon mahalle takımından daha pahalı olan M’Bia’ya bayıldım. Ayaklı tecrübe, komple kalite. Attığı her adım akıl dolu, yaptığı her hamle ‘futbolcuyum ben arkadaş’ imzalı Kamerunlu’nun… Her ne kadar 70’ten sonra uyurgezer arkadaşlarına ayak uydursa da, bir maçla Zokora’yı döve döve tarihe gömdü M’Bia.

Cavanda ise lüküs görmüş ıslak bıldırcın gibiydi. Ne bu maça ne de Trabzonspor’a konsantre.

Ekici’siz Özer, şekersiz reçel gibi. Yine de Özer, topla buluştuğu ilk anda Yusuf’a duran top kullanmaması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi. Yusuf Erdoğan’ın futbol zekası ile Salih Dursun’unki eşit. İkisi de bir alt ligin oyuncusu.

Neyse…

Trabzonspor, belki de tarihinde karşılaştığı en kötü takıma elendi.

Trabzonspor takımı, mahalle takımıyla 120 dakika yaptığı antrenmanda koro halinde haykırdı:

İster Onur’u affet, ister Samba’yı al, istersen Tango’yu;

Ne Hacıosmanoğlu başkan, ne de Şota hoca…

400 milyonluk takımın da iliklerine kadar Ekici’ye muhtaç.