Geçtiğimiz günlerde bazı resmi işlemler için Ortahisar İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne gittim.

İçerideki ciddiyet, nezaket ve kucaklayıcı tavırların hemen kapı eşiğinden geçer geçmez başlaması bir vatandaş olarak nazarımda hakikaten takdire şayan...

Kurumda bulunduğum zaman zarfında edindiğim izlenimle birlikte, çalışanların tamamının işlerini severek yaptığını ve iletişim konusunda başarılı olduklarını açıkça ifade etmek mümkün.

Trabzon’da hangi dolmuşun nereden hareket ettiği gibi mekanla ilgili alakasız sorular başta olmak üzere, kendilerinden talep edilen her bilgiyi suratlarını şekilden şekle sokmadan, tebessümle verme konusunda bi’ hayli maharetliler.

Nitekim kamuda böylesine özverili çalışanlara denk gelinmesi hem sistemin düzgün çalıştığına hem de o kurumdaki huzurlu iş ortamının varlığına işarettir.

Özetlersek, Ortahisar İlçe Nüfus Müdürlüğü çalışanlarınının her birini devletlerine olan aidiyet duyguları, görevlerini ifa etme konusundaki titizlikleri, açıklayıcı, bilgilendirici ve yönlendirici tavırları nedeniyle kutluyorum.

Memlekete çokça lazımlar.

Allah sayılarını artırsın.

AÇILIN, BEN ESKİ VEKİLİM!

En baştan belirtelim…

Meselenin bizle alakası yok, ulaştıranların yalancısıyız.

Rivayet olunur ki, denize kıyısı bulunan bi’ şehirde milletvekilliği de yapmış eski bir siyasetçi, tedavi altında olan yakınını ziyaret etmek için hastaneye gider.

Emekli vekil tek başınadır.

Kapıdan içeri adımını atar ve koridorda karşılaştığı beyaz önlüklü çalışana kendisini neden kimsenin karşılamadığını, yani protokol kurallarının uygulanmama sebebini sorar.

Neye uğradığını şaşıran sağlıkçı adeta şoktadır.

Eski vekile; “Bey amca sizi tanıyamadım, adınız nedir? Diye sorar.

Vekil bu soruyla daha da öfkelenir ve “Demek tanımadın. Başında bulunanlar sana kim olduğumu anlatır!” cevabıyla oradan uzaklaşır.

Sonra ne mi oldu?

Gelen bilgilere göre ‘başında bulunanlar’ olarak ifade edilen bürokratlar zaten gerektiği şekilde işinde gücündelermiş lakin…

Tüm bu yaşananlara yakından tanıklık eden yaşı kemale ermiş bir adamcağız, haksız muamele gören sağlık çalışanının yanına hüznüyle varıp aynen şu cümleleri kullanmış:

-Evladım, senin bu muameleye muhatap olmana üzüldüm. Yıllar evvel bu insanın milletvekili olmasında ne yazık ki benim de payım var. Belli ki, insanlığı öğretemediğimizi kendimize sözcü etmişiz. Hakkını helal et, ne dersen başım gözüm üstüne!

“Sana kurban olsunlar bey amca. İnsanlık dediğimiz her kula nasip olmuyormuş!”