Vahid hocaya; 
Herkesin kabulü olan bir gerçek var; "Yeni takım ve her türlü acayiplikler olabilir, yaşanabilir."
Dün olduğu gibi 4 gol ye, 4 gol at, neresinden bakarsanız bakın tuhaflıklar silsilesi, bu doğru.
İyi de hocam, "olanı, uyanı" ısrarla takımda tutmak gerekmiyor mu bu durumda?
Mehmet Ekici yoruluyor, dinlendiriliyorda; Medjani bu tanımlamaya uymuyor mu?
Salih Dursun'un durumuna ne diyeceğiz peki, bir tanımlama yapmamız zor oluyor, siz söyleyin?
Salih Dursun hem yerli, hem iyi durumda iken üstelik... 
Zeki Yavru ve Mustafa'ya; 
Futbolun doğasına uygun hatalarınız olduğunda göğüs gerip, siper ediyoruz kendimizi.
Peki sizler ne yapıyorsunuz?
Küçük detaylarda boğuluyorsunuz uşaklar!
Maçlara konsantre olmakta bu kadar zorlanmanızın sebebi nedir?
Bağcık bağlama, topu anlamsız bir pozisyonda kornere atma, bunlar hep yeni oluşan takıma 'geriye' düşme sebebi oldu. Direnç kırıyor, rakibe direnç veriyorsunuz!
Sizi, o altyapılardan, o yöreden çocukların kafasında "bizi oralara almazlar" algısı oluşmasın diye de pamuklara sarıyoruz...
Misyonunuza sahip çıkın ve kendinize çekidüzen verin! 
Cüneyt hocaya; 
Hocam, sen bu kadar bariz zamanı çalınan maçı 4 dakika uzattın ya, ben hiç şaşırmadım.
Duran toplarda, baraj kurarken adımladın, köpürttün, sıktın, çizdin, sonra da Gaziantepli oyunculara bir şeyler anlatma gereği duydun, dakika 77, aç izle!
Çizdikten sonra işiniz bitmiyor mu, neyi izah ettiniz çok merak ettim hocam? 
Yusuf, Musa ve İshak'a; 
Solda hala Zeki Yavru oynuyorsa bu Zeki ya da hocanın değil, sizin ayıbınız!
Yusuf Erdoğan olarak, senin yerinde Sefa, senin olabileceğin yerde Serdar oynuyorsa, kendini sorgulaman gerekiyor!
Antrenmanlarınız da aldığınız ücretlere dahil, hakkını verin idmanlarınızın.
Not:
Bu takım, takım olana kadar anormal sonuçlar gelmeye devam edecektir...