Adam akşam işten eve gelmiş ağlamaklı bir şekilde masaya oturunca eşi, 'Hayrola bey nedir bu halin?' deyince...

'Babam öldü babamı kaybettim cevabını alan eşi 40 yıllık evliyiz bir gün babanın bana varmı yaşıyormu olduğunu bile söylemedin.'

Şimdi 40 yıl üzerine babam öldü diyorsun deyince adam şöyle bir doğrulmuş

Pencereyi açmış şu karlı dağın arkasındaki köyde yaşıyordu babam gitmesemde görmesemde o karlı dağın arkasındaki köyde babamın varlığını hissedebilmek bile bana güç veriyordu.

Arkamdaki heybetli bir dağ gibiydi babam.

Ama şimdi babamı kaybettim arkamdaki heybetli dağım yıkıldı.

Artık bir babam yok çok üzgünüm demiş.

Kıssadan hisse. 

Babalar çocuklarının her zaman arkalarında karlı bir dağ gibidirler.

Babalarımızı yaşarken sevelim onlara değer verelim üzmeyelim.

Akli selim hiç bir baba evladının kötülüğünü istemez.

Soğuk görünselerde içlerinde kopan fırtınaları asla tahmin edemezsiniz.

Totalde, 

Annelerimiz kadar bizlere yakın görünmeselerde hislerini ve duygularını gösteremeyen yanlız bir adamdır aslında babalarımız.

Herkesin babası özeldir.

Babalarımız, çınar ağacının gövdesi gibidirler...

Çınar ağacının dallarını kessen çok daha gür biterler ama gövdeyi kestinmi çok çabuk kururlar.

Her şeye yetişmeye çalışan, bir gün olsun şikayet etmeyen varını yoğunu ailesi ve çocukları için feda eden ailemizin isimsiz kahramanlarıdır onlar.

Çocukken her şeyin sahibi olmak için büyümek isterdik...

Büyüdük, şimdi her şeyden uzak olmak için hep çocuk kalmak istiyoruz.

Neden?

Günümüzde babalarımızın yaşına gelen bizim neslin çocuklarının bir çoğu babalarımızı kaybetmişizdir.

Değerlerini ve kıymetlerini hayattayken çok bilemediğimiz, yaşlarda hep çocuk olarak kalmak istememizin yegane sebebleridir onlar.

Ah babam sağ olsaydı da yanı başımda dursaydı.

Çocuk olsakda onlarla birlikte çocukluğumuzu yaşama şansımız yok ama yaşarken babalarımızın kıymetini bilme şansımız var bu şansı kullanmak için geç kalmayınız ne yaparsanız yapın tabiri caizse ayaklarının suyunuda içseniz babalarımızın hakkını hiç bir şekilde ödeyemeyiz.

Çoğumuz işden yorgun argın gelen ama elleri dolu dolu gelecek baba yolları gözlemişizdir.

Her gelişlerinde elleri kolları eve dolu gelirken bir an önce bize verilecek çikolatalarını sıraya dizilerek bekleyen çocuklardık biz.

Boyunlarına atlayıp sarılmanın onları doya doya öpmenin koklamanın baba varlığını hissedebilmenin, çocuksu mutluluğunun karşılığını verecek bedel, henüz icat edilmedi.

Dini bayramlarımızda namazdan sonra eve gelen babalarımızın sıraya girerek ellerini öptükten sonra bizlere bayram harçlığı vermesinin bizde yarattığı mutluluğunun tarifi yoktur herhalde.

Hayallerimiz ve eskiyi yaşamak ve eskilere dönüş babalarımızla birlikte çocukluğumuzu yaşamak umudumuz hiç bir zaman sönmeyecek o ateş yüreğimizi yaşadığımız boyunca hep dağlayacak o güzel günleri yaşam boyu hiç unutmayacağız.

Babalarımızın hiç bir zaman ağladıklarını görememişizdir.

Çünkü onlar gözyaşlarını yanaklarından aşşağı değil yüreklerinin içlerine damlatırlar.

Çok acıdır çoook!

Allahım hiç bir babaya yaşarken evlat acısı, hiç bir evladada baba acısı tattırmasın.

Kalın sağlıcakla...