Trabzon’un göbeğinde, en koyusundan Ak Partili bir ağabeyimizle karşılaştık.

Partinin kuruluş yıllarında, önemli görevlerde bulunmuş bahse konu büyüğümüzle epeycedir görüşememiş olduğumuzun yarattığı hasret ve özlemden mütevellit..

Hani şöyle sosyal mesafeli, ama oldukça samimi denilebilecek birkaç dakikalık ama hacmi büyük sohbetimiz oldu.

Aktif mesleğimizi sürdürdüğümüz alanın biliniyor olması hasebiyle pandemiden başlayıp, zamanla ekonomi ve siyasete evrilen muhabbetimizde, laf dönüp dolaşıp iktidar partisinin Covid-19 sürecinde düzenlediği kongrelere geldi.

İçinde bulunduğumuz şartlar değerlendirildiğinde, yurdun dört bir yanında yüksek katılımlı kongreler gerçekleştirmenin muhalefete koz vermenin yanında, parti tabanında da ciddi rahatsızlıklar yarattığını dile getiren siyasetçi ağabeyimizin yaptığı özeleştiri ve açık sözlülüğü günün teşkilatlarında görebilmek hakikaten imkânsız.

Bu bağlamda…

Partide lafı dinlenir bazı kişilerin muhalefetten çok daha iyi çalışıp onlara pek iş bırakmadığını…

Ve dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu gibi yönlendirmelerle seçmen karşısında zor durumda bırakılacağını okkalı cümlelerle ifade eden Ak Partili ağabeyimiz, haksızlıkları dile getirmenin parti içersinde de artık vatan hainliğiyle eşdeğer muamele gördüğünü ileri sürdü.

Sayılı dünya ekonomilerinin bile ciddi zararlar gördüğü pandemi sürecinde, ülkemizde yaşanan ekonomik buhranın etkilerinin adeta şatafata teslim olmuş bürokrasinin büyük kısmıyla birlikte, Ak Parti’nin önde gelen isimlerince de alaycı bir şekilde yok sayılmasının vatandaş nezdinde hoş karşılanmadığını vurgulayan hatırı sayılır eski siyasetçi…

Özellikle partinin teşkilat yapılanmalarında artık seçiciliğin rafa kalktığını ve böylelikle ideolojiye zarar verebilecek kişilerin Ak Parti ile kimlik kazanma çabasına müsaade edildiğini vurguladı.

Ne diyelim?

- Umarız; Onca oyuna, kumpasa rağmen 19 yıldır halktan aldığı güvenle, gücü elinden bırakmayan Ak Parti, bahse konu bu iddialardan aklanır…

- Umarız; Yaptığı yenilik ve atılımlarla Türk Siyasi Tarihine adını altın harflerle yazdıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, etrafındakilerin gürültüye teslim olmuş boş alkışlarından ziyade, vefa, sadakat ve samimiyetleriyle yalnızlıktan kurtulur.

Nitekim.

Bunların ortadan kalktığı mevcut siyasi iklimde Reis’e muhalefet ne eder, hiç!

BU GİDİŞTEN SAĞ ÇIKMAK ZOR!

Türkiye Covid-19’dan en çok etkilenen ülkeler arasında ilklerde yer alırken, tespit edilen günlük vaka sayısı neredeyse altmış binlere dayandı.

Çok daha önemlisi üç yüz elliyi bulan can kaybıyla birlikte adeta memlekete her gün bir uçak düşüyor.

Mücadelede canhıraş performans sergileyen Sağlık Bakanlığı’nın tüm birimleriyle takdirlik performans sergilediği aşikâr, yalnız…

Kısıtlamaların yeteri kadar denetlenmemesi sağlıkçıların işlerini hayli zora sokuyor.

Dolmuşlar, toplu taşıma araçları, sahiller tıka basa dolu.

Kumarhaneye giden, “Ekmek alacağım.” diyor.

Belki, Ramazan ayı sağduyuya fırsat olur dedik…

Camilerde kaçak teravih namazları başlamış.

Global anlamda yaşanan aşı kıtlığına bağlı olarak, aşılanmanın yeterli seviyelere henüz ulaşılamadığı ortamda, durma noktasına gelen ekonomi çarkına hız verme çabalarını anlıyoruz ancak…

Görülüyor ki, bu gidiş ve tedbirlerle ne ekonomi rayına girecek, ne de vatandaş evine!