Karadeniz Bölgesi’ni son günlerde adeta esiri altına alan yoğun kar yağışı, Çaykur Rizespor-Trabzonspor maçında da kendini gösterdi ve karşılaşma öncesi Didi Stadyumu karla kaplıydı tedbir alınmasına rağmen. Ama elbirliğiyle ve hummalı bir çalışma sonucunda oynanabilir hale getirildi. Müsabaka, 20 dakika gecikmiş olsa da ancak başlayabildi.

Abdullah Avcı, Rizespor’a karşı farklı bir 11’le sahaya çıktı. Bakasetas ve Cornelius yedekler arasındaydı. Vitor Hugo, Marek Hamşik ve Trondsen’de sakattılar. Puchacz ve Uğurcan Çakır’da cezalı.

Avcı, Uğurcan’ın yokluğunda Erce Kardeşler’e şans verdi. İsmail Köybaşı sol bek oynadı. Asıl konuya gelelim. Denswil hafta içerisinde sakatlığı nedeniyle hiç idmana çıkmadı. Bilirsiniz Avcı hocayı, futbolcusunun bacağı çizilse dahi oynatmazdı! Ama bu kez faklı düşündü ve Denswil’i riske etti, görev verdi. Buradaki asıl sıkıntı şudur. Abdullah hocanın Hüseyin Türkmen’i artık düşünmemesidir. İlginç değil mi? Bir bildiği vardır diyelim ve konuyu kapatalım o zaman...

Trabzonspor ağır zemine rağmen, ilk yarıda Rizespor’a karşı çok üstün oynadı. İki net gol pozisyonu buldu. Birini Visca değerlendiremedi. Diğerini de Djaniny ıskaladı... Visca’nın pozisyonu kaleci ile karşı karşıya idi ve mutlaka gol olması bekleniyordu. Peki Visca ne yaptı? Kaleci Gökhan’a nişanladı topu. Atacaksın o golü Visca... Diğer pozisyona bakalım. İsmail harika ortaladı, Dorukhan kafa ile topu arka direğe gönderdi ama Djaniny ıskaladı. İnanılır gibi değildi. Demem şu ki, böylesine kötü zeminde yakaladığınızı atacaksınız. Yanılıyor muyum?

Skor ne olursa olsun ben olsam Trabzonspor-Rizespor maçını oynatmazdım. Maç başlamadan zemin kardan temizlendi evet ama karşılaşmada devam ederken, çizgiler görünmemeye başladı. Hakem Volkan Bayarslan gereğini yaptı, üç kez çizdirdi çizgileri oynansın işaretiyle müsabaka da devam etti.

Trabzonspor şampiyonluğa gidiyor, Rizespor’da küme de kalmak için mücadele veriyor. Böylesine önemli bir maç ertelenebilirdi. Zaten iki şehir ile aradaki mesafe 45 dakika bile değildir...

Neyse, Siopis’den bahsedelim. İkili mücadelelerin neredeyse tümünü kazandı. Rizespor’un tüm hücuma çıkış alanlarını mükemmel bir şekilde kapattı. Siopis Trabzonspor’a kesinlikle çok fazla şeyler katıyor, böyle oynamaya devam ederse, onu Abdullah Avcı hoca bile takımdan kesemez. Demedi demeyin…

Trabzonspor ikinci yarıya gene istekli başladı. Zemin daha da ağırlaşmasına rağmen… Dk 48’de Trabzonspor golünü buldu. İsmail Köybaşın’ın ortasına Djaniny dokundu, Abdülkadir Ömür’de golünü attı 0-1.

Golden sonra Rizespor üst üste iki net pozisyon buldu. Erce başarılıydı. Dediğimiz sırada Nwakaeme ceza sahası içerisinde topu uzaklaştırmak isterken, rakibinin ayağına gereksiz şekilde sert bir şekilde vurdu ve Volkan Bayarslan’da tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Oyuna sonradan giren Pohjanpalo’da beraberlik golünü attı. 1-1.

4 dakika sonra da Denswil’in eline çarpan top penaltı oldu. Aynı oyuncu da takımını 2-1 öne geçirdi. Oyuna giren Cornelius hemen maça renk getirdi. Pasında, Visca anında DJaniny’e topu attı ve o da beraberlik golünü attı 2-2

Diyeceğim şudur, Bülent hoca İskandinavlı oyuncusu Pohjanpalo’yu oyuna neden aldı? Karla kaplı zemin tecrübesini düşündü oyuncusunun.. 3 gol attı, penaltı da olsa. Abdullah hoca, bir başka İskandinavlı Cornelius ile bu maça başlayabilirdi. O da bu tür zeminlerin oyuncusudur. Zaten oyuna girer girmez de golü attırdı. Yani daha uyanık olabilirdi Abdullah hoca…

İkinci yarıda tam 5 gol izledik. Her iki takımda çok iyi mücadele ettiler. Beraberlik kokan maçta Erce Kardeşler maçın uzatmalarında çok gereksiz bir penaltı yaptırdı ve belki de ligimizde tarihe geçip bir maçta üç penaltı golü yiyen isim olmayı başardı Uğurcan’ın yokluğunda. Erce’ye denecek olan şudur, sen artık Trabzonspor’daki misyonunu doldurdun, sezon sonu sana güle güle..

Pohjanpalo’yu da kutlamak gerek. Üç penaltıyı da attı ve kesinlikle tarihi bir iş yaptı. 3 penaltı atışını da Erce’ye aynı bölgeden attı. Erce hiç birine müdahale bile edemedi. Sonuç olarak Trabzonspor, Beşiktaş maçı öncesi Rize’de çok kritik bir maç kaybetti, Rizespor ise küme de kalmak için büyük yolu katetti.

Son söz, Yayıncı kuruluşu kınıyorum. Maç bitiminde Rizespor taraftarları, Trabzonlulara sinkaflı kelimeler kullandılar, yayıncı kuruluşun bilerek ya da bilmeyerek mikrofonu açık unutması da affedilir gibi değildir.